Şener, soruşturmanın genişletildiğini belirterek, “15 Temmuz’dan bu yana ÖSYM’den sadece 15 FETÖ’cü ihraç edilmiş. Bu şu anlama gelir; emniyetin raporuna göre, 2005-2013 arasındaki sekiz yılda 12 sınav dalında 206 bin kişinin mağdur edildiği soru hırsızlığı yapılan, hatta bir başkanı da yargılanan ÖSYM’de ya FETÖ’cüler neredeyse yok denecek kadar azmış ya da neredeyse hiç temizlik yapılmamış. Bence ikincisi, son olay bize bunu gösteriyor zaten. Devletin tüm kurumları şimdi çok geniş bir araştırma ve soruşturma içinde” dedi.
Nedim Şener, “Eğer ÖSYM’deki FETÖ’cü temizliği son skandala adı karışan Yediiklim Yayınevi ile ilgili FETÖ soruşturması gibi yapıldıysa yaşanan sonuç kaçınılmazdır” yorumunu yaptı.
Şener, “Sadece ÖSYM değil, ‘Milli Eğitim’de, ‘Sağlık’ta, ‘Savunma Sanayii’nde tüm bürokrasi içinde gerekli tarama yapılmazsa devlete yönelik bu tür operasyonlar kaçınılmaz” düşüncesini dile getirdi.
Nedim Şener’in ilgili yazısı şöyle:
“2022 yılı KPSS sınavı ile ilgili skandal sonrası devletin tüm kurumları çok titiz bir inceleme, araştırma ve soruşturma yürütüyor. ÖSYM Başkanı’nın görevden alınması ve sınavların iptali birinci kısım. Skandalın, organize olduğundan hiç kuşku yok.
Deneme kitaplarındaki soruları, KPSS sınav soru kitapçığında yer alan Yediiklim Yayınevi sahibi ile ilgili FETÖ soruşturmalarını son yazımda anlatmıştım.
ÖSYM’de başka bağlantıların ortaya çıkarılması için de soruşturma genişletiliyor. Çünkü 15 Temmuz’dan bu yana ÖSYM’den sadece 15 FETÖ’cü ihraç edilmiş. Bu şu anlama gelir; emniyetin raporuna göre, 2005-2013 arasındaki sekiz yılda 12 sınav dalında 206 bin kişinin mağdur edildiği soru hırsızlığı yapılan, hatta bir başkanı da yargılanan ÖSYM’de ya FETÖ’cüler neredeyse yok denecek kadar azmış ya da neredeyse hiç temizlik yapılmamış. Bence ikincisi, son olay bize bunu gösteriyor zaten. Devletin tüm kurumları şimdi çok geniş bir araştırma ve soruşturma içinde.
DARBEDEN HEMEN SONRA GELEN İHBAR
Eğer ÖSYM’deki FETÖ’cü temizliği son skandala adı karışan Yediiklim Yayınevi ile ilgili FETÖ soruşturması gibi yapıldıysa yaşanan sonuç kaçınılmazdır.
Neden olduğunu anlatayım:Fethullahçı Terör Örgütü’nün 15 Temmuz darbe girişiminden tam 39 gün sonra 23 Ağustos 2016’da 112 Acil Çağrı Merkezi’ne şu acil ihbar yapılır: “Altındağ İskitler Samyeli Sk. No. sayılı adreste faaliyet gösteren Yediiklim Eğitim Bilgisayar Ltd. Şirketi, Vergi No 95601951… olan 06 MNR 46 Mercedes Jeep içinde şu an 600.000 TL civarında bir para var ve bu parayı Akın İpek’in annesi olan Melek İpek’in şoförü bu adrese getirdi. Bu parayı Yediiklim Ltd.’nin sahibi Münir Çelik teslim aldı. Bu, firmanın Fethullahçı olduğunu beyan eder. Ayrıca ekipler ararlarsa yardımcı olurum, kamera kayıtlarını gösterebilirim şu anda da Fethullah Gülen’in kitaplarının kapaklarını söküp değiştirirler.”
İhbarcı ankesörlü telefondan aramaktadır ve suçüstü yapılması gereken önemli bir bilgi vermektedir. İki polis memuru ihbarı saat 13:17 itibarıyla “Emniyet Vaka Formu”na kaydeder.
İhbarda adı geçenlerden Akın İpek, FETÖ’yü finanse eden en önemli işadamlarındandır. FETÖ elebaşının “cennetlik” dediği sadık bir örgüt üyesidir. Melek İpek ise kamuoyunun yakından tanıdığı annesidir.
Münir Çelik ise 15 Temmuz sonrası FETÖ’ye yakın 18 yayınevi ile birlikte hakkında FETÖ üyeliğinden soruşturma açılan şahıstır.
İhbarı yapan, suçüstü durumu bildirmektedir. Öyle ki aracı plakasıyla bildirmektedir. O an bir tuşa bassalar, 2016/18019 sayılı soruşturmada FETÖ’ye yakın olduğu için hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma açılan 18 yayınevinden birisi olan Yediiklim isimli şirketin sahibi olduğunu görecek, ihbarcıya ulaşarak parayı da ele geçireceklerdi.
Ama bu ihbar Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na tam iki yıl sonra 1 Ağustos 2018’de ulaştırıldı. Savcılık, ihbarı kendisine getiren kolluk kuvvetlerine gerekli araştırmaların yapılması için talimatları verdi. 23 Ağustos 2016’da yapılan ihbar için ancak iki yıl sonra yani 2018/207810 soruşturma numarası verilebildi.
Elbette, kolluk ihbarcıya ulaşmak için arama yapılan telefonu araştırdı. Hatta arama yapılan ankesörlü telefonu da aradı ve açan olmadığını tutanağa bağlayıp savcılığa ulaştırdı.
Derler ya, “Atı alan Üsküdar’ı geçmişti”.
BİRLEŞTİRME KARARI
2016’da hızlıca yapılması gereken işlem 2019’da Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından gerçekleştirildi: Yediiklim şirketinin sahibi Münir Çelik hakkında 2016’daki soruşturma ile 2018’deki ihbara dayalı açılan soruşturma 14 Kasım 2019’da 2019/13539 sayılı soruşturma numarası altında birleştirildi.
Böylece hem FETÖ’ye yakın yayınevi olarak hem de Melek İpek’in gönderdiği iddia ile ilgili FETÖ üyeliğinden açılan iki dosya birleştirilmiş oldu.
Nihayet, beş yıl sonra Münir Çelik’in ifadesi alınabildi. FETÖ’ye kurban bağışı yaptığını, Zaman gazetesine iki aboneliğinin olduğunu, FETÖ’nün FEM dershanesiyle alışveriş yaparken kullandığı Bank Asya hesabından söz etti.
Ne ihbarda plakası verilen araçla ne adı geçenlerin telefonlarına ilişkin HTS kayıtları ile ilgili araştırma yapıldı. Sadece bunlar değil, şirket ve ortaklarının para hareketleri ile ilgili de bilgi gelmediği için, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği savcılık 12 Ocak 2022 tarihinde Münir Çelik hakkında ‘Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar’ vererek dosyaya noktayı koydu.
Ama sanki içine doğmuş gibi Ankara Cumhuriyet Savcılığı takipsizlik kararının son kısmında, “ilerleyen süreçte şüpheli aleyhine yeni bir delil ortaya çıkması halinde verilen kararın kaldırılarak soruşturmaya devamla hakkında yeni fiilden dolayı kamu davası açmak mümkün olduğundan” diye bir şerh de düşmüş.
İşte şimdi o aşamadayız, yalnız ÖSYM içindeki uzantılar değil Yediiklim Yayınevi sahibi ve geçmiş ortakları ile ilgili çok detaylı soruşturma zamanı geldi.
Sadece ÖSYM değil, ‘Milli Eğitim’de, ‘Sağlık’ta, ‘Savunma Sanayii’nde tüm bürokrasi içinde gerekli tarama yapılmazsa devlete yönelik bu tür operasyonlar kaçınılmaz.”