İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve İTB Yönetim Kurulu Üyeleri, İstanbul’da ulusal basın temsilcileri ile bir araya geldi. Kestelli, Borsa’nın 130. kuruluş yıldönümü çalışmaları, İzmir Tarım Teknoloji Merkezi (İTTM) ve Gastronomi Projesi hakkındaki güncel gelişmeleri aktardı.
Işınsu Kestelli, toplantıda yaptığı konuşmada, “İzmir Ticaret Borsası 1891 yılında kurulmuş ülkemizin ilk borsası. Dünyanın da ilk borsalarından birisi. Temel faaliyet alanımız tarım sektörünün ticaret kısmı. Ancak bizim için tarım, ticaretini yaptığımız ürünlerden çok daha büyük bir anlam ifade ediyor. Tarım, milyonlarca üretici ailemizin alın teri… Ayrıca sektörde ve bağlantılı alanlarda çalışan işçi, tüccar, sanayici, ihracatçı yüzbinlerce girişimci ve emekçinin ekmek kapısı. Biz; tarımı tüm bunlardan çok daha önemli olarak, ülkemizin ekonomik bağımsızlığı ve kalkınması için en stratejik sektörlerden birisi olarak görüyoruz. Bu nedenle sürdürülebilir, rekabetçi bir tarım sektörünün oluşmasına katkı sağlayarak sektörün hacmini büyütmek için sadece ticaretle değil, tarımın tüm değer zinciri ile yakından ilgileniyoruz. Dünya yaşanan büyük salgın nedeniyle hem durup hem de değişimden geçerken, bizler de bu süreyi Borsamızın yeni marka stratejisini belirlemek için değerlendirdik. Yeni konumumuzu da günümüzün ihtiyaçlarını ve gerçeklerini göz önünde bulundurarak ‘Tarımın Servetini Dönüştürmek’ olarak belirledi. ‘Tarımın servetini dönüştürmek’ derken sadece ürünlerimizin ekonomik değerini ve temsil ettiğimiz üye firmaların finansal anlamdaki kazançlarını dönüştürmeyi kastetmiyoruz. Aynı zamanda, tarıma inanan ve emek veren tüm paydaşlarımızın yaşamını olumlu anlamda dönüştürmeyi ve geliştirmeyi hedefliyoruz. Çünkü, pandemi ve iklim krizi gibi küresel gelişmeler de tarım ve gıda sektörlerinin üretim ve tedarik süreçlerini yeniden şekillendiriyor. Bugün sizlerle paylaşacağımız projelerimiz de hem tarımın servetini dönüştürmek hem de dünyada yaşanan dönüşüme uyum sağlamak amacıyla tasarlandı. Öncelikle belirtmek isterim ki bugün söz edeceğim iki projemiz de bir ‘güç birliği’ örneğidir. Ulusalda ve yerelde önemli destek görmektedir. Kamu, özel sektör, akademi ve STK iş birlikleri için başarılı bir model olmaya adaydır. Bahsetmek istediğim ilk projemiz kısaca İTTM olarak adlandırdığımız İzmir Tarım Teknoloji Merkezi. Biz İTTM’yi kısaca ‘Türk Tarımının Silikon Vadisi’ olarak tanımlıyoruz. Türk tarımında, Silikon Vadisinin bilişim teknolojilerinde yarattığı büyük dönüşüme benzer bir etki yaratacağına inanıyoruz” dedi.
Teknolojinin tarıma entegrasyonunda iki temel konu tespit ettiklerini vurgulayan Işınsu Kestelli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlardan ilki; tarım sektörümüzün rekabet gücünün artırılmasında ve karşı karşıya kaldığı sorunların çözümünde dijital teknolojilerin kullanılması ve üreticilerimizin bu teknolojilere erişiminin sağlanması. Bu konuda başta Tarım ve Orman Bakanlığımız olmak üzere diğer kamu kurumlarımızın öncülük etmesi sektör paydaşlarının ise bu çalışmalara destek vermesi gerektiğini düşünüyoruz. İkincisi ise dijital tarım teknolojilerinin geliştirilmesine imkân sağlayacak bir ar-ge ve girişimcilik ekosistemin oluşturulması. Bu konuda ise her ne kadar kamunun yönlendirmesi zorunluluk olsa da asıl aktörlerin özel sektör olduğuna inanıyoruz. Tarımsal sorunları bizzat yaşayan üreticilerimizin ve tarımın dışında olup da bu sektöre yatırım yapmak isteyen yatırımcılarımızın da oluşturulacak ekosistemin içerisinde yer alması gerekiyor. İTTM’yi bu ihtiyaç ve tespitlerden yola çıkarak oluşturduk. Öncelikle Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli’ye bir sunumla anlattık. Kendisinin uygun görüşü ile İTTM’yi Bakanlığın Menemen ilçesinde yer alan Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü-UTAEM’de kurmaya karar verdik. Tarımsal Araştırma ve Politikalar Genel Müdürlüğümüz-TAGEM’in de desteği ile UTAEM kampüsü tarımsal ar-ge çalışmaları için cazibe merkezi haline gelecek. Daha sonra projemizi İzmir Kalkınma Ajansına güdümlü proje desteği için sunduk. Başvurumuz, Ajansımız ve bağlı olduğu Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylandı ve proje sözleşmesinde imza aşamasına geldik. Bilim Sanayi Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank, İTTM projemizi dinledikten sonra, girişimcilere ciddi vergi avantajları sunan ve KOSGEB tarafından yürütülen TEKMER modelinin de projemize eklenmesi talimatını verdi. TEKMER proje başvurumuz da KOSGEB’e süreç içinde yapılacak ve böylece İTTM’de yer alacak girişimcilere ilgili mevzuatta yer alan tüm Vergi avantajları sağlanmış olacak. Kamunun tarımsal araştırma altyapısı ve teknoloji yatırımlarına sağladığı destek ile özel sektörün bir arada yer alması önemli bir tarımsal ar-ge sinerjisinin ortaya çıkmasına imkân sağlayacak. İTTM son 10 yılda özellikle Avrupa’da gelişen ve ‘Yaşam Laboratuvarı’ olarak adlandırabileceğimiz ‘Living-Lab’ konseptinde çalışacak. Yaşam laboratuvarını, eş zamanlı araştırma ve inovasyon süreçlerini bir kamu-kullanıcı-özel sektör-bilgi kuruluşları ortaklığı içinde birleştiren, kullanıcı merkezli, açık inovasyon ekosistemi olarak tanımlayabiliriz. İTTM, tarımsal teknolojilerin geliştiricileri ile bu çözümlerin kullanıcılarını bir araya getirerek, talebi olan gerçek çözümlerin geliştirilmesine imkân sağlayacak. Bu projemiz aynı zamanda Türkiye’nin ilk tarımda bilişim teknolojileri temalı teknoparkı olmaya da aday bir projedir. İTTM için toplam başlangıç yatırımımız yaklaşık 40 milyon lira olacak. Yatırım bütçemizin 6 milyon lirası İzmir Kalkınma Ajansı fonlarından sağlandı. Bu miktar şu ana kadar İZKA’nın sağladığı en yüksek bütçeli güdümlü proje desteği olma özelliğini de taşıyor. Ayrıca, TEKMER proje başvurumuzun onaylanması ile birlikte yaklaşık 4 milyon liralık bir destek de KOSGEB’ten sağlanacak. Bu iki proje için 10 milyon lira eş-finansman Borsamız ve ortaklarımız tarafından karşılanacak. İTTM projemizde devletimiz tarafından sağlanan hibeyi bina yapımında değil, küçük bir bölümünü tadilatta büyük bölümünü ise araştırma altyapısında kullanacağız. İlave olarak 20 milyon başlangıç sermayeli bir anonim şirket kuruyor olacağız. Konuyla ilgili özel girişimlerin, kamunun ve meslek odalarının da İTTM’ye ortak olmalarına imkân sağlayacağız. Bu kapsamda; şirket sermayesinin yüzde 25’inin Borsamıza; yüzde 50’sinin kamu ve kamu vasfına haiz meslek kuruluşları ve üniversitelere; yüzde 25’inin ise özel sektör ve sivil toplum kuruluşları yani, teknoloji firmaları, bankalar, yatırım şirketleri, dernekler gibi yapılara ayrılmasını planladık. Tüm paydaşların bir arada olduğu, birbirini destekleyip geliştirdiği bir yapı kurmamızın ardındaki temel neden dünyadaki başarılı modelleri örnek almamız… Bakın; İngiltere’de Tahıl Geliştirme Stratejik Program Konsorsiyumu’nda 5 ayrı üniversite bir arada çalışıyor. Sadece bu programda 1.600 araştırmacı ve 2.000 öğrenci tahıl üretiminde verimliliği araştırıyor. Bu sayede İngiltere hektar başına 8 ton buğday üretirken, Türkiye hektar başına ancak 2,5 ton buğday üretebiliyor. İTTM ile aramızdaki bu uçurumu kapatmayı hedefliyoruz. İzmir Ticaret Borsası olarak bizim de bu seviyelere çıkmamızı sağlayacak yolun taşlarını döşemeye gayret ediyoruz. Keza Hollanda’nın 100 milyar dolar tarımsal ihracat sınırını aşmasının ardında da kamu, özel sektör ve üniversiteleri buluşturan bir sistem mevcut. İsrail’in çölde tarım yapabilmesinin ardında da tüm dünyaya tohum ihraç etmesinin arkasında da benzer bir öykü var. Bir başka çarpıcı örneği de bölgemiz ve ülkemiz açısından çok önemli olan zeytinyağı sektöründen vermek istiyorum. Bu alandaki rakiplerimizden İtalya, 2019 yılında ürettiği zeytinyağının tonunu ortalama 4 bin 838 dolardan satmayı başardı. Yunanistan tonunu 3 bin 774 dolardan, Portekiz 3 bin 484 dolardan, İspanya ise 3 bin 47 dolardan ihraç etti. Aynı dönemde ülkemizin ortalama ihracat fiyatı 2 bin 688 dolar olarak gerçekleşti. Aradaki bu farkın kapanması, üreticimizin, tüccarımızın, ihracatçımızın emeğinin tam karşılığını alması ancak ve ancak İTTM gibi yapılarla mümkün olabilir. Zaten bu konuda sektör içinde de ciddi bir beklenti olduğunu gördük. Henüz kapsamlı bir tanıtım organizasyonuna başlamamamıza rağmen projemize görüştüğümüz kişi ve kurumlardan İTTM projesine çok yoğun bir ilgi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. İTTM’ye daha şimdiden 1,6 milyon liralık özel sektör finansmanını sponsorluk olarak elde ettiğimizi, ön kayıtlarla üye başvurusunun 120’ye ulaştığını da bir detay olarak ben vereyim. Bizler, tarımsal teknoloji alanında çalışmaya devam eden veya çalışacak olan girişimci ve girişimci adayları, start-up’lar başta olmak üzere tüm paydaşlara İTTM ekosisteminde yer almaya davet ediyoruz. Sizin aracılığınız ile bu saydığım gruplar arasında yer alan tüm kurumları İTTM’nin ortağı veya üyesi olmaya çağırıyorum.”
İTTM’nin tarımsal üretimin sürdürülebilirliği üzerine çalışacağını belirten Işınsu Kestelli, oluşturulan kurgunun bir de ikinci ayağı bulunduğunu vurgulayarak konuyla ilgili şunları söyledi: “Eşsiz coğrafyamızda üretilen ürünlerin markalaşması ve pazarlama iletişimi. Yumuşak bir güç olarak ‘gastronomi’ ekonomik, sosyal ve kültürel her açıdan ele alabileceğimiz bir konu. Binlerce yıllık yaşam ve mutfak kültürü, tarımsal potansiyeli, zengin biyoçeşitliliği ile Ege Bölgesi bu alanda özel ve değerli bir alan. Pazarlama ve cazibe için sınırsız bir kaynak. Ve İzmir Ticaret Borsası olarak bu potansiyelimizi elbirliğiyle harekete geçirmek istiyoruz. Katılımcı bir anlayışla İTTM ile eş zamanlı olarak, teknik danışmanlarımızla birlikte, üretiminde fark yaratılan ürünlerin gastronomi aracılığıyla satışının arttırılmasına yönelik formüller üzerinde çalıştık. Katılımcılığın esas değer olduğu bu tasarımda ise Borsa’nın ikonik tarihi binasını merkez olarak belirledik. Bu noktada binamız ile ilgili bir konuya açıklık getirmek isterim. Tarihi Borsa Sarayımız 1928 yılında inşa edildi ve İzmir’in anıt eserleri arasında çok önemli bir yere sahip. Geçtiğimiz yıl yaşanan depremin etkisi ile binamızın güçlendirilmesi ve restorasyonu adeta bir mecburiyet haline gelmişti. Bu amaçla geçtiğimiz günlerde borsacılık hizmetlerimizi farklı bir binada sürdürmek için Borsa Sarayından taşındık. Tarihi binamız, tadilatının ardından hem Ege Gastronomi Projemiz için sosyal, kültürel ve eğitim faaliyetlerine ev sahipliği yaparak kamunun kullanımına açılacak hem de Borsamızın temsil, ağırlama ve etkinlikleri için kullanılmaya devam edilecek. Bu projenin faaliyetlerine destek için ilk can suyu desteğini İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer verdi. 8 Aralık Çarşamba günü imzalarını atacağımız ilk iş birliğini Belediyemiz ile yaptık. Projemiz yerelden ulusala her kademede büyük destek gördü. Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy, Çeşme Turizm Projesinde tamamlayıcı olarak gördüğü projemiz için Türkiye Turizm, Tanıtım ve Geliştirme Ajansı ile bizleri bir araya getirdi. Ayrıca Borsa Sarayının bu proje için restorasyon ile ilgili teknik proje kısımlarını da İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’in desteği ile yani YİKOB eliyle tamamladık. Yine Valiliğin desteği ile Cumhuriyetimizin 100. yaş gününde, yani 2 yıl sonra, projemizin merkezi olan Borsa Sarayını yeniden hizmete sunmayı hedefliyoruz. İTTM ve ilerleyen aşamalarda tüm gelişmelerini sizlerle paylaşacağımız Gastronomi Projemiz; uçtan uca tasarlanmış, birbiri ile konuşan ve birbirini tamamlayan nitelikte iki proje. Bu sistem; 130. yılımızda tarımın servetini dönüştürme hedefiyle çıktığımız yolun iki önemli kilometre taşı. İTTM; tarımsal üretim süreçlerinin geliştirilmesini ve iyileştirilmesini hedeflerken, Gastronomi Projesi; tarımsal ürünlerimizin markalaşmasına ve tanıtımına katkı koyarak tüm değer zincirinin ekonomik gelişimini hedefliyor. Her iki projemizin kesişim noktasının tarım sektörümüz ve dolayısıyla da çiftçilerimiz olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca, her iki projemiz bir bütün olarak;
Bu iki projenin tasarımı, kapsayıcılığı ve gençler ile çiftçileri doğrudan hedefleyen stratejik yaklaşımı ile ileride tüm bölgelerde uygulanacak örnek bir sistem olacağına eminiz. Öncülerin Şehri İzmir’de, Türkiye’nin ilk borsası olarak, 130. Yılımızda tarımın servetini dönüştürme hedefi ile bu iki projeyi ülkemize hediye etmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Borsamıza, İzmir’imize, Ege Bölgemize ve ülkemize hayırlı olsun.”