Küresel pay piyasaları, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) para politikasında sıkılaşmaya gideceğini duyurmasıyla karışık bir seyir izlerken, gelecek hafta gözler yoğun veri gündemine çevrildi.
Şahinleşen Fed, küresel bazda neredeyse bütün varlık fiyatlarını etkiliyor.
ABD’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), geçen ay aylık yüzde 0,5 artarak beklentilerin üzerine çıkarken, yıllık bazda yüzde 7 artışla beklentilere paralel gerçekleşse de son 39 yılın en yüksek artışını göstermeyi sürdürdü.
Hafta boyunca Fed yetkilileri para politikasına ilişkin sözle yönlendirmelerde bulunurken, tahvil piyasalarında Fed’in bu sene 4 faiz artışına gideceği fiyatlanıyor.
Fed Başkanı Powell hafta içinde yaptığı açıklamada, bankanın araçlarını ekonomiyi ve güçlü bir iş gücü piyasasını desteklemenin yanı sıra yüksek enflasyonun kalıcı hale gelmesini önlemek için kullanacaklarını ifade ederek, “Devam eden salgına rağmen ekonomi hızla güçlendi. Bu durum, kalıcı arz ve talep dengesizliklerine ve darboğazlara, dolayısıyla yüksek enflasyona, neden oldu. Maksimum istihdam ve fiyat istikrarı hedeflerine ulaşmakta kararlıyız.” ifadelerini kullandı.
Salgın sonrası ekonominin bazı açılardan farklı olabileceğini, hedeflerin peşinde koşarken bu farklılıkları hesaba katmak gerekeceğini vurgulayan Powell, bu doğrultuda para politikasının sürekli gelişen ekonomiye ayak uydurarak geniş ve ileriye dönük bir bakış açısı benimsemesi gerektiğini bildirdi.
Fed Başkan Yardımcısı Adayı Lael Brainard, ABD Senatosu’nda katıldığı oturumda, martta faiz artırımına açık olduğunun sinyalini verdi. Yıl boyunca birkaç faiz artışının öngörüldüğüne işaret eden Brainard, varlık alımları biter bitmez faiz artırımı yapabilecek durumda olacaklarını düşündüğünü söyledi.
Fed yetkililerinin sözle yönlendirmeleri sonrası, tahvil piyasalarında Fed’in yüzde 97 ihtimalle martta en az 24 baz puan faiz artışına gideceği fiyatlanıyor.
ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 1,81 ile son iki yılın en yükseğine çıkarken, haftayı yüzde 1,79 seviyesinden tamamladı.
Dolar endeksi ise yüzde 0,6 azalışla 95,2’ye gerilerken, altının ons fiyatı yüzde 1,1 yükselişle 1.817 dolara çıktı.
Brent petrolün varil fiyatı da yükseliş eğilimini üst üste dördüncü haftaya taşıyarak yüzde 5,6 artışla 86 dolara çıktı.
Analistler, gelecek hafta yoğun veri gündemiyle birlikte dünya genelinde açıklanmaya başlayan 2021 4. çeyrek şirket finansal tablolarının hisse bazlı oynaklığı artırabileceğine dikkati çekti.
ABD’de pay piyasaları şahinleşen Fed’le birlikte bu hafta satış ağırlıklı bir seyir izlerken, gelecek hafta ABD’de açıklanacak bilançolar yatırımcıların odağına yerleşti.
Hafta içinde açıklanan bilançolara göre, ülkenin büyük bankalarından JPMorgan Chase’in geçen yılın dördüncü çeyreğindeki net karı, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 14 azalırken, Citigroup’un net karı yüzde 26’lı düşüş kaydetti. Wells Fargo’nun net karı ise aynı dönemde yüzde 86 arttı.
Makroekonomik veri tarafında ise ABD’de Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), geçen ay aylık yüzde 0,2 artışla piyasa beklentilerinin altında yükseliş kaydetti.
ABD’de Michigan Üniversitesince ölçülen tüketici güven endeksi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında Omicron varyantı ve yükselen enflasyon endişelerinin etkisiyle ocakta aylık 1,8 puan azalışla 68,8 değerine geriledi.
Söz konusu gelişmelerle S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 0,30, Dow Jones endeksi yüzde 0,88 ve Nasdaq endeksi yüzde 0,28 değer kaybetti.
17 Ocak ile başlayan haftanın veri takviminde, salı New York Fed sanayi endeksi, çarşamba inşaat izinleri ve konut başlangıçları, perşembe Philadelphia Fed imalat endeksi ve 2. el konut satışları verileri takip edilecek. ABD’de piyasalar pazartesi günü tatil nedeniyle kapalı olacak.
Avrupa borsalarında risk iştahı Fed’in şahinleşen duruşuyla yara alırken, hafta boyunca Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinin yaptığı sözle yönlendirmeler yatırımcıların odağındaydı.
ECB Başkanı Christine Lagarde, enflasyon baskısına sebep olan nedenlerin 2022’nin ikinci yarısında yumuşamasını beklediklerini kaydederek, enflasyonun orta vadede yüzde 2’ye düşmesi için ne gerekiyorsa yapacaklarını söyledi.
ECB Başkan yardımcısı Luis de Guindos ise yaptığı açıklamada, enerji fiyatlarının enflasyon üzerinde önemli rol oynamasının beklendiğini ifade etti. Gelecek 12 ay için enflasyon baskısının nispeten arttığını ifade eden Guindos, orta vadede ise risklerin dengeli olduğunu kaydetti.
Avrupa’da açıklanan makroekonomik verilere göre, İngiltere’de sanayi üretimi aylık yüzde 1 artarak beklentileri geride bırakırken, dış ticaret açığı 13,9 milyar sterlin düzeyinde gerçekleşti.
Avro, dolar karşısında haftayı yüzde 0,4 artışla 1,1404’ten tamamladı.
Bu hafta İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,77 değer kazanırken, Almanya’da DAX endeksi haftalık yüzde 0,40, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 1,06 ve İtalya’da MIB 30 endeksi ise yüzde 0,3 azaldı.
Gelecek hafta Avrupa’da, salı İngiltere’de işsizlik ve Almanya’da Zew beklenti endeksi, çarşamba İngiltere’de TÜFE, perşembe Almanya’da ÜFE ve Avro Bölgesi’nde TÜFE ve cuma Avro Bölgesi’nde Tüketici Güven Endeksi verileri takip edilecek.
Asya borsalarında ABD pay piyasalarına paralel satış ağırlıklı bir seyir izlenirken, Hong Kong’da Hang Seng endeksi pozitif ayrıştı. Gelecek hafta ise gözler Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) salı günkü politika kararı başta olmak üzere yoğun veri gündemine çevrildi.
BoJ’un faiz oranlarında değişikliğe gitmesi beklenmezken, şahinleşen Fed’in ardından karar metnindeki olası değişiklikler yatırımcıların odağında.
Güney Kore Merkez Bankası ise üst üste ikinci faiz artışına giderken, politika faizini 25 baz puan artışla yüzde 1,25’e çıkardı. Güney Kore Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada politika faizi artışına devam edilebileceği belirtilerek, enflasyon baskısının daha önceki tahminlere göre daha güçlü olduğu kaydedildi.
Asya’da açıklanan makroekonomik verilere göre, Çin’de TÜFE yıllık bazda yüzde 1,5’e ve ÜFE ise yıllık bazda yüzde 10,3’e geriledi.
Çin’in aralık dış ticaret fazlası 94,5 milyar dolarla rekor kırarken, bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat aralıkta yüzde 20,9, ithalat ise yüzde 19,5 arttı.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,24, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,63 ve Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 1,1 değer kaybederken, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 3,79 değer kazandı.
17 Ocak ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi Çin’de Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH), sanayi üretimi ve perakende satışlar, salı Japonya’da sanayi üretimi ve kapasite kullanımı, perşembe Japonya’da dış ticaret dengesi ve cuma BoJ’un aralık toplantı tutanakları takip edilecek.
Yurt içinde, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, ulaştırma ve sanayi hisseleri öncülüğünde yükseliş eğilimini üst üste onuncu güne taşırken, gelecek hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) perşembe günü açıklayacağı para politikası kararları yatırımcıların odağına yerleşti.
AA Finans’ın beklenti anketine katılan ekonomistler, TCMB’nin politika faizinde değişikliğe gitmesini beklemiyor.
Bu hafta açıklanan makroekonomik verilere göre, Kasım 2021’de ödemeler dengesi 2 milyar 681 milyon dolar açık verirken, 12 aylık cari işlemler açığı 14 milyar 256 milyon dolar oldu. Sanayi üretimi ise yıllık bazda yüzde 11,4 artarak, ekonomistlerin beklentisi olan yüzde 8,38’in üzerinde gerçekleşti.
TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre, yıl sonu TÜFE beklentisi yüzde 29,75 oldu.
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 1,95 artışla 2.072,93 puandan tamamlarken, Dolar/TL yüzde 1,7 gerileyerek haftayı 13,5348’den kapattı.
Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 2.150 ve 2.250 puanın direnç, 2.000 ve 1.970 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.
Gelecek hafta yurt içinde, pazartesi bütçe dengesi, salı konut fiyat endeksi ve cuma Tüketici Güven Endeksi verileri takip edilecek.