Küresel piyasalar Fed’in kararlarına odaklandı

Küresel pay piyasalarında, şahinleşen merkez bankaları ve artan jeopolitik risklerle oynaklık artarken, gelecek hafta gözler ABD Merkez Bankası’nın (Fed) para politikası kararlarına çevrildi.

Tahvil piyasaları artan enflasyon sonrası şahinleşen Fed’in yıl sonuna kadar en az dört faiz artışına gideceğini fiyatlarken, Rusya ile Ukrayna arasında artan tansiyon da risk iştahının önemli ölçüde düşmesinde etkili oldu.

Fed’in bu toplantıda faiz artışına gitmesi beklenmezken, tahvil piyasalarında 25 baz puan artış beklenen marttaki toplantıya ilişkin yönlendirmeleri ve varlık alımlarının azaltımına yönelik tutumu yatırımcıların odağına yerleşti.

Hafta içinde, Rusya’nın Ukrayna sınırına yakın bölgelere askeri yığınak yapmasının ardından Rus ordusunun Ukrayna’ya gireceği kaygıları artarken, bölgede hareketlilik etkinliğini koruyor.

ABD basınında yetkililere dayandırılan haberlerde, ABD yönetiminin, Letonya, Litvanya ve Estonya’ya, ellerindeki ABD menşeli silahları Ukrayna’ya destek amacıyla göndermelerine izni verdiği belirtildi.

ABD Başkanı Joe Biden da Rus askeri birliklerinin Ukrayna sınırından herhangi bir şekilde geçmesinin işgal anlamına geleceğini ve bu durumda Rusya’nın ağır bedel ödeyeceğini söyledi. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise Ukrayna’ya saldırması halinde Rusya’ya çok ağır ekonomik ve mali yaptırımlar uygulayacaklarını bildirdi.

Söz konusu gelişmelerle ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 1,90 ile son iki yılın en yükseğine çıkarken, artan jeopolitik riskler sonrası artan güvenli varlık talebiyle gerileyerek haftayı yüzde 1,77 seviyesinden tamamladı.

Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilim sonrası güvenli liman varlıklardan altının ons fiyatı da yükseliş eğiliminde hareket ederken, geçen hafta yüzde 0,82 yükselişle 1.833 dolara çıktı.

Brent petrolün varil fiyatı da yükseliş eğilimini üst üste beşinci haftaya taşıyarak 88,8 dolarla Ekim 2014’ten bu yana en yüksek seviyesine çıkmasına karşın artan jeopolitik risklerle kazançlarını kısmen geri vererek haftayı yüzde 1,2 artışla 87 dolardan tamamladı.

Analistler, gelecek hafta veri gündeminin de yoğun olduğunu hatırlatarak, bununla birlikte dünya genelinde açıklanmaya başlayan 2021 4. çeyrek şirket finansal tablolarının hisse bazlı oynaklığı artırabileceğine dikkati çekti.

ABD’de pay piyasalarındaki düşüş şahinleşen Fed’le birlikte üst üste üçüncü haftaya taşınarak derinleşirken, gelecek hafta çarşamba günü Fed’in faiz kararı ve devamında Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamaları yatırımcıların odağına yerleşti.

Analistler, karar metninde ve Powell’ın açıklamalarında para politikasının geleceğine ilişkin ipuçlarının aranacağını kaydederek, faiz kararı sonrası piyasalarda oynaklığın artabileceğini ifade etti.

ABD’de bu hafta veri takviminin yoğun olduğuna dikkati çeken analistler, açıklanacak verilerdeki beklenti dışı olası enflasyonist göstergelerin fiyatlamaları etkileyebileceğini bildirdi.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen ise hafta içindeki açıklamalarında, yönetimin yorulmadan fiyat baskılarını hafifletmek için stratejiler aramaya devam ettiğini ve enflasyonun gelecek yıl önemli ölçüde yavaşlamasının beklendiğini bildirdi.

Hafta içinde bilançosunu açıklayan ABD’li Morgan Stanley’in net karı geçen yılın son çeyreğinde yüzde 9 artarak 3,7 milyar dolara çıktı. Aynı dönemde Bank of America’nın net karı da yüzde 28 yükselerek 7 milyar dolara ulaştı.

Makroekonomik veri tarafında ise ABD’de konut başlangıçları aylık yüzde 1,4, inşaat izinleri de aylık yüzde 9,1 artışla beklentileri geride bıraktı.

Söz konusu gelişmelerle S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 4,92, Dow Jones endeksi yüzde 4,58 ve Nasdaq endeksi yüzde 7,55 değer kaybetti.

24 Ocak ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi imalat sanayi ve hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), salı Tüketici Güven Endeksi ve Richmond Fed sanayi endeksi, çarşamba toptan stoklar ve yeni konut satışları, perşembe 2021 4. çeyrek Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) ve bekleyen konut satışları ile cuma kişisel gelirler, kişisel harcamalar ve Michigan Tüketici Güven Endeksi verileri takip edilecek.

Avrupa borsalarında risk iştahı Fed’in şahinleşen duruşu ve Rusya ile Ukrayna arasında artan tansiyonla oldukça gerilerken, gelecek hafta yoğun veri gündemi takip edilecek.

Avrupa gündeminde Rusya ile ABD ve NATO arasında Ukrayna nedeniyle artan gerilim bu hafta gündemin odağında yer aldı.

Bununla birlikte, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, enflasyonun kontrolden çıkmasını beklemediklerini belirterek, enflasyona karşı doğru politika tepkisini belirlemenin “çok kritik” olacağını ifade etti.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının ardından ekonomik toparlanmanın beklenenden güçlü olduğunu söyleyen Lagarde, “Ekonomideki toparlanma beklentilerimizi aştı. Bir yıl önce bu kadar hızlı ve güçlü bir şekilde toparlanacağımızı bilmiyorduk.” dedi.

Lagarde, enflasyonun kontrolden çıkmasını beklemediklerini belirterek, “Enflasyona karşı doğru politika tepkisi belirlemek çok kritik olacak.” diye konuştu.

Artan enflasyon nedeniyle eleştirilere muhatap olan Lagarde, Avro Bölgesi’nin ABD ile aynı enflasyonla karşı karşıya olmadığını savundu. Lagarde, “Avro Bölgesi’nde ABD’dekiyle aynı enflasyonla karşılaşmamız pek olası değil.” ifadesini kullandı.

İngiltere ve Almanya’da açıklanan aralık ayı enflasyon verileri de son 30 yılın en yüksek seviyesine işaret etti.

Bu gelişme sonrası İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Andrew Bailey, yüksek doğal gaz fiyatlarının endişe kaynağı olduğunu ve enflasyon baskısının 2023 sonuna kadar sürebileceğini belirtirken, açıklama sonrası bankanın 3 Şubat’taki toplantısında 25 baz puanlık faiz artırımına gideceğine dair beklentiler güçlendi.

Almanya’nın 10 yıllık tahvil faizi Mayıs 2019’dan bu yana ilk kez pozitif getiri bölgesine geçse de burada kalıcı olmazken, Avro, dolar karşısında haftayı yüzde 0,6 azalışla 1,1343’ten tamamladı.

Bu hafta İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,65, Almanya’da DAX endeksi yüzde 1,76, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 1,04 ve İtalya’da MIB 30 endeksi ise yüzde 1,75 azaldı.

Gelecek hafta Avrupa’da, pazartesi bölge genelinde imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI, salı Almanya’da IFO iş ortamı güven endeksi ve cuma Almanya’da 2021 4. çeyrek GSYH ile Avro Bölgesi’nde Tüketici Güven Endeksi verileri takip edilecek.

Asya’da bu hafta Japonya Merkez Bankası (BoJ) karar metnindeki değişiklikle nispeten de olsa şahinleşirken, Çin Merkez Bankası (PBoC) 1 yıllık kredi referans faiz oranını (LPR) 10 baz puan indirerek yüzde 3,70’e çekti.

BoJ, faizlerde ve para politikasında değişikliğe gitmedi. Ekonomiye yönelik beklentilerini revize eden banka, Mart 2022’de bitecek 2021 mali yılına ilişkin enflasyon orta noktası tahminini yüzde 0 düzeyinde korudu, reel Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSHY) öngörüsünü yüzde 3,4’ten yüzde 2,8’e düşürdü. Banka, Mart 2023’te bitecek 2022 mali yılına ilişkin enflasyon beklentisini ise yüzde 0,9’dan yüzde 1,1’e, büyüme öngörüsünü yüzde 2,9’dan yüzde 3,8’e yükseltti.

BoJ, daha önce “aşağı yönlü” olarak belirttiği fiyatlara yönelik risk değerlendirmesini de 2014’ten bu yana ilk kez “dengeli” olarak değiştirdi.

BoJ Başkanı Haruhiko Kuroda, kararın ardından yaptığı açıklamada, gerektiğinde para politikasını gevşetmekten çekinmeyeceklerini ancak mevcutta para politikamızı değiştirmeye gerek olmadığını belirterek, “Faiz artırımını tartışmıyoruz.” dedi.

PBoC, hafta içinde gerçekleştirilen para politikası kurulu toplantısında, 1 yıllık kredi referans faiz oranını yüzde 3,80’den yüzde 3,70’e, 5 yıllık kredi faiz oranını yüzde 4,65’ten yüzde 4,60’a indirdi.

Beklentiler doğrultusunda açıklanan karar ile PBoC, üst üste ikinci ayında da 1 yıllık LPR’de indirime gitmiş oldu. Mortgage fiyatlamasında etkili olan 5 yıllık LPR’deki indirim ise 10 baz puanlık piyasa beklentilerinin altında kalırken, analistler bu durumun halihazırda likidite zorlukları yaşanan emlak sektörüne yönelik sınırlı da olsa bir rahatlama getireceğini belirtti.

Asya’da açıklanan makroekonomik verilere göre, Japonya’da sanayi üretimi aylık bazda yüzde 7, yıllık bazda yüzde 5,1 arttı.

Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 2,14 ve Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 2,97 değer kaybederken, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,04 ve Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 2,39 değer kazandı.

24 Ocak ile başlayan haftanın veri takviminde, perşembe Çin’de sanayi karlılıkları ve cuma Tokyo Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verileri takip edilecek.

Yurt içinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yüzde 14’te sabit bırakırken, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi küresel pay piyasalarıyla birlikte değer kaybetti.

Bu hafta, TCMB, AA Finans’ın beklenti anketine katılan ekonomistlerin beklentilerine paralel politika faizini değiştirmedi.

Öte yandan, Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkez bankaları arasında imzalanan 5 milyar dolarlık ikili para takası (swap) anlaşması ile TCMB’nin toplam swap anlaşmalarının büyüklüğü 28 milyar dolara ulaştı.

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 2,98 azalışla 2.011,16 puandan tamamlarken, Dolar/TL yüzde 1,33 gerileyerek haftayı 13,4612’den kapattı.

Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 2.150 ve 2.250 puanın direnç, 2.000 ve 1.970 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

Gelecek hafta yurt içinde, salı reel kesim güven endeksi, kapasite kullanımı ve sektörel güven endeksleri, perşembe TCMB enflasyon raporu ve TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) tutanakları ve cuma ekonomik güven endeksi verileri takip edilecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir