Japon otomotiv üreticisi Nissan’ın bugüne kadar tüm dünyada 5 milyon, Türkiye’de ise 155 bin adet satılan crossover modeli Qashqai, yeni nesli ile Türkiye’ye giriş yaptı. Üçüncü neslinin satışına başlanan otomobil, 4×4 çeker sistemi ve hafif hibrit (mild hybrid) motor teknolojisi ile bayilerde yerini aldı.
Yeni Qashqai’nin özelliklerine geçmeden önce, otomobilin Türkiye lansmanında açıklamalarda bulunan Nissan Türkiye Genel Müdürü Emre Doğueri’nin hem sektör hem de markanın geleceği hakkında yaptığı açıklamalara bakmakta fayda var.
2021’de Nissan’ın Türkiye’deki pazar payının yüzde 1.7’den yüzde 1.9’a yükseldiğini açıklayarak sözlerine başlayan Doğueri, bu yükselişte geçtiğimiz Mart ayında satışına başlanan Juke modelinin katkısının olduğunu, fakat yeni Qashqai’nin planlanandan 3 ay sonra Türkiye’ye gelmesinin ise markanın pazar payının artmasını engellediğini vurguladı.
Geçen yıl otomotiv sektörünü kasıp kavuran tedarik sıkıntılarının 2022’de de devam edeceğini kaydeden Doğueri, “Önümüzü göremiyoruz, artık aylık planlar yapıyoruz. Yeni yılda tedarik sorunları devam edecek gibi görünüyor. 2022 konusunda tahmin yapmak zor, ama bizim baz senaryomuz 700 bin adetlik bir pazar büyüklüğü. Her şartta hedefimiz yüzde 2.5 pazar payı almak. Bu hedefte yeni Qashqai’nin rolü büyük olacak. Satışlarımızın yüzde 70’nin yeni Qashqai olacağını düşünüyoruz” dedi.
Doğueri, ikinci el araç programı başlatacaklarını da açıklayarak, “İkinci el konusunda çalışmalarımız var. Bu konuda Nissan’ın İngiltere’deki çalışma modelini Türkiye’ye getirmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki aylarda bunu gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
Ocak ayında 500 adet, gelecek 3 ayda ise yaklaşık bin 500 adet Qashqai getireceklerini açıklayan Doğueri, önümüzdeki dönemde Türkiye’ye getirecekleri otomobiller ile ilgili olarak da bilgi verdi.
Doğueri, “Yılın ikinci çeyreğinde Qashqai e-Power’ı Türkiye’ye getireceğiz. Üçüncü çeyrekte ise hem e-Power hem de benzinli motor seçeneği ile yeni X-Trail’i getirmek istiyoruz. 2023 yılında da yüzde yüz elektrikli modelimiz Ariya’yı müşterilerimiz ile buluşturmayı hedefliyoruz” bilgilerini verdi.
Edindiğimiz izlenime göre, Nissan Türkiye yetkilileri, hem Qashqai hem de X-Trail’de sunulacak ‘e-Power’ teknolojisinin tüketici tarafından kabul göreceği konusunda umutlu.
Kısaca bahsetmek gerekirse, benzinli bir motor jeneratör görevi görerek aracın pillerini şarj ediyor, fakat aracın tekerleklerine güç aktarımı yapmıyor. Böylece, sadece pillerinden aldığı güç ile yol alan ‘e-Power’ teknolojisine sahip otomobil, tam elektrikli araçlardan farksız hale geliyor.
Doğueri’nin açıklamalarının ardından gelelim üçüncü nesil Qashqai’nin yeniliklerine.
Boyutları artan otomobilin uzunluğu 31 mm artışla 4425 mm, yüksekliği 30 mm artışla 1625 mm, genişliği 29 mm artışla 1835 mm ve aks mesafesi de 19 mm artışla 2665 mm’ye çıktı.
Araçta kullanılan yeni CMF-C platformu sayesinde eskiye göre gövde rijitliği yüzde 41 artırılırken, hafif hibrit (mild hybrid) sistemi ile de benzinli motor 12V elektrik sistemi ve lityum-iyon batarya ile destekleniyor. Motor demişken, otomobilin 1.3 litre benzinli motoru 158 beygir güç ve 270 Nm tork değeri sunuyor.
Öte yandan, marka yetkililerinden lityum-iyon bataryanın, enerji geri kazanım sistemi sayesinde frenleme esnasında açığa çıkan enerjiyi depoladığı ve gerektiği zaman elektrik motoruna göndererek benzinli motoru desteklediğini öğrendik. Bu sayede benzinli motor üzerindeki yükün azaltılarak yakıt tüketiminin düşmesine yardımcı olunduğunu da belirtelim.
Araçta sunulan 4×4 çekiş sisteminin ise, CVT şanzıman ve arka bağımsız süspansiyonla kombine edildiği açıklanıyor. 4×4 çekiş sistemi tercih edildiğinde, araçta ilk kalkışta kilit fonksiyonu devreye alınarak optimum çekiş sağlayan off-road ve kar sürüş modları da geliyor.
Şanzımanda da nesil değişimi ile birlikte iyileştirmeler yapılırken, sürtünmenin yüzde 29 azaltıldığı ve yapısının yüzde 14 daha kompakt hale getirildiği aktarıldı.
Nissan Intelligent Mobility özelliklerine yer verilen yeni Qashqai’de, Önsezili Akıllı Çarpışma Sistemi’nin, öndeki üç araca kadar algılayıp araçlardan birisi fren yaptığında sürücüyü uyarıp, çarpışmayı engelleyebildiği açıklanıyor.
Bunun dışında Qashqai’de ilk kez kullanılan Akıllı Hız Sabitleme Sistemi, Direksiyon Destekli Şerit Takip Asistanı, Akıllı Arka Çapraz Trafik Uyarısı ve Akıllı Kör Nokta Önleme Sistemi gibi güvenlik donanımları da bulunuyor.
Yeni Qashqai’nin fiyatının ise segment ortalamalarında olduğu söylenebilir. Buna göre, 4 farklı donanım paketi (Tekna, Design Pack, Skypack, Platinum Premium) ve 4×4 çekiş sistemi seçeneği ile Qashqai 626 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunulmuş durumda. En üst versiyonda ise otomobilin fiyatı 840 bin TL’yi aşıyor.
Her ne kadar günümüzde SUV olarak anılsa da, aslında Qashqai’nin de aralarında olduğu otomobillerin büyük bölümü terminolojide ‘crossover’ olarak geçiyor.
Qashqai ise, yaklaşık 15 yıl önce ortaya çıkan bu yeni sınıfın ilk temsilcilerinden biri olarak kendine ayrı bir yer ediniyor.
Hatırlanacak olursa, 2000’li yılların ikinci yarısına kadar piyasadaki bir çok SUV’da dört tekerlekten çekiş sistemi ve arazi kabiliyetleri aranıyordu. Markalar tüketicinin bu beklentilerini karşılamak adına SUV modellerini ‘body-on-frame’, yani taşıyıcı bir şasi üstünde motor, şanzıman ve yürüyen aksamı yerleştirme methoduyla üretiyordu. Birçok pick-up modelde kendine yer bulan bu yapı, dönemin SUV modellerine arazide daha çok kabiliyet sağlıyordu. Fakat, bununla birlikte araçların yol tutuş kabiliyeti binek otomobillere göre daha düşük ve yakıt tüketimleri de daha yüksek oluyordu.
2000’li yılların ikinci yarısında ise, Qashqai ile birlikte, ‘body-on-frame’ SUV’lara benzeyen ama otomobiller ile aynı platformda üretilen ‘unibody’, bir diğer değişle monokok gövdeli araçlar yollara çıkmaya başladı. Bu otomobiller, hatchback ve station wagonlara göre daha yüksek oturma pozisyonu ve kaslı birer görünüm sunarak SUV müşterilerinin kalbini çalmaya çalışırken, ‘body-on-frame’ rakiplerinden daha hafif olmaları ile de otomobil sürüş hissiyatı ve düşük yakıt tüketimi sunarak, konvansiyonel karoser tiplerinden pazar payı kapmaya başladılar.
Neticede, arazi kabiliyetleri sınırlı olan crossover araçlar, kullanım kolaylıkları, arazi araçlarına benzer tasarımlarına rağmen daha düşük yakıt tüketimi ve yol konforu sunmaları ile birçok pazarda en çok tercih edilen, Türkiye’de ise sedanların ardından ikinci en çok tercih edilen gövde tipi olmayı başardılar.
Gelinen noktada, üreticilerin B segmentten, en lüks segment olan F’ye kadar farklı farklı crossover alternatifleri sunmaları da, bu araçların satış rakamlarının yukarı çıkmasında etkili oldu.
Elektrikli yerli otomobili geliştiren Togg’un, 2023’te piyasaya sunacağı ilk modelinin de gövde tipinin Qashqai ile aynı olması, pazardaki trendin ve tüketici beklentisinin bir sonucu olarak değerlendirilebilir.