Dünya edebiyatının en önde gelen eserlerinden olan Dönüşüm romanı, Franz Kafka’nın üstün hayal yeteneğinden ileri gelmektedir. Yazar, bir gecede dev bir böceğe dönüşen Gregor Samsa üzerinden bireyin topluma olan yabancılaşmasını ironik bir dille anlatmaktadır.
Büyük ses getiren, hemen hemen herkesin okuduğu Dönüşüm kitabı hakkında oldukça olumlu yorumlar yapıldı. Franz Kafka dünya edebiyatının gerçeküstücülüğün temsilcilerinden sayılıyor ve bu özelliğini eserlerinde görmek mümkün…Franz Kafka denilince okurların aklına eminim Dönüşüm kitabı gelmektedir.
Bir sabah yatağından uyanan Gregor Samsa’nın artık bir insan değil, dev bir böceğe dönüşmesinin gerçeküstü hikayesi… Aslen Çekoslokvakyalı (Şu an ki Çek Cumhuriyeti) olan yazar, bütün yapıtlarını Almanca yazdı.
1915 yılında yayınladığı ve büyük yankılar uyandıran Dönüşüm kitabı ile edebiyat dünyasını sarsmıştır. Gregor Samsa’nın, bir böceğe dönüşmesin ele alan bu kısa ve etkileyici hikâyede, bireyin yaşadığı topluma yabancılaşmasını eleştirel bir üslupla okurlara sunar.
Böceğe dönüşen Gregor Samsa
Kitabın ana karakterlerinden olan Gregor Samsa, bir tekstil atölyesinde işçi olarak çalışmaktadır. Annesi, Babası ve kız kardeşi Grete ile yaşayan Gregor, sürekli odasına kapanan, toplumla ilişkiler zayıf olan bir bireydir. Yazarın, satırların arasına serpiştirdiği bu yabancılaşma olgusu Gregor üzerinden dönemin toplumuna yönelttiği sert eleştirilerle bu durumu sorgular. Gregor Samsa, her sabah işe gitmek için sürekli bindiği trene yetişmek için yatağından kalkmak için hareket eder.
Ama bir türlü yatağından kalkamayan Samsa’nın vücudu ağırlaşmaya, iki eli kolu ve ayakları yerine birbirine dolanan birden fazla ayak ve elleri ile kendisindeki farklılığı hisseder. Samsa, artık bir insan değil bir böcektir.
Gregor’un annesi, oğlunun çoktan kalkıp işe gitmesi gerektiği düşünür. Bu durumu garipseyen annesi, oğlunu uyandırmak için üst kattaki odasının kapısını çalar. İçeriden ses gelmediğini fark eden anne, kapıyı hafifçe açar ve olağanüstü gerçekle karşılaşır.
Biricik oğlu Gregor’un yerini dev bir böcek almış ve garip garip sesler çıkarttığını görür. Çığlık atarak hemen aşağı iner durumu evdekilere anlatır.
Yazının gerişinde de kısaca değinmiştim. Samsa, bir tekstil atölyesinde az ücretle ve ağır koşullarda çalışan bir işçidir. Patronu ise, bu durumu pek önemsemez ve işçilere karşı oldukça sert bir politika izler.
Patronun amacı daha çok kazanmaktır. Gregor’un işe gelmediğini gören patron, Samsa’nın evine gider. Eve gittiğinde böcek Samsa’nın, etrafında toplanan ailesini görür. İşçisinin dev bir böceğe döndüğünü gören patron korkuyla evden çıkar hızla uzaklaşır oradan.
Bir kız kardeş…
Hayatını bundan sonra bir böcek olarak sürdürecek olan Gregor’un bakımını kız kardeşi Grete üstlenir. Artık kokuşmuş pis yiyeceklerle beslenir küçük odasında bir hayvan olarak yaşamını sürdürür.
Grete, belli bir süre sonra bu duruma dayanamaz ve böcek olan kardeşinden her geçen gün tiksinmeye, korkmaya başlar. Bakımı oldukça zor olan bu böceğe kötü davranır ve annesine bu görevi artık yapamayacağını söyler.
Çalıştığı tekstil atölyesinde ailesinin geçimine katkıda bulunan Gregor, babasını bu yükte yalnız bırakmak zorunda kalır. Borç batağında olan babasını oldukça zor günler beklemektedir.
Babası, çareyi başka bir aile ile aynı daireyi paylaşarak yüksek olan kirayı hafifletmekte bulur. Ancak evde bir böcek olduğunu, evde çok pis kokular geldiğini fark eden bu yeni kiracılar aileye dava açarlar.
“Gregor’u süpürdüm, çöpe attım”
Bu dev böceğin bakımıyla ilgilenmek istemeyen ailesi, böcek olan oğlu Gregor’un bakımıyla ilgilenmek için bakıcı bir kız tutarlar. Gregor, artık bu kıza emanettir.
Gregor’u odasında görmeyen ailesi kıza Gregor’a ne olduğunu sorarlar. Bakıcı kız şu cevabı verir:
“Gregor’u süpürdüm çöpe attım.”
Franz Kafka’nın günümüzde hala çok okunmasının sebebi yazarın okuru gerçek dünyadan soyutlayarak onlara bambaşka kapılar açmasından ileri gelmektedir.