Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir televizyon programında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, İran’ın Türkiye’ye gaz vermeyi kestiği ve Türkiye’de doğal gaz sorunu yaşanacağı iddilarına “İran’a borcumuz kesinlikle sözkonusu değil. Bu iddialar yalandır. Cumhurbaşkanı ile yaptığımda kendisine söyledim. Onlar bir arızadan ötürü ‘Bu işi 10-15 gün erteleme durumumuz olacak’ dediler. Biz kendilerine bu işi Haziran’a kadar ertelemek suretiyle, biz de bu sert geçen kışı daha rahat şartlarda geçiririz, dedik. Şu anda da İran’da kış çok sert.”
“Onlar da bundan dolayı bir sıkıntıların olduğunu ifade etti. En kötü şartlarda bir 10 gün burada esneme yaparsak, bu süreci atlatırız dedi sayın Cumhurbaşkanı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızdan, BOTAŞ’tan bir ekibimizi gönderdik. İnşallah 10 gün bilemediniz 15 gün içerisinde doğalgaz akışı devam edecek. Tedbirlerimiz var. Tuz Gölü’nün altındaki depolama çalışmamız, gemilerimizle gelen doğalgaz olayımız var. Gaz akışının sağlanması bir taraftan gerçekleşecek, bu kış ortasında vatandaşımızı birinci deredecede korumak durumundayız. Sanayide biraz kontrollü gitmek durumundayız. Gerek Enerji gerek Sanayi Teknoloji Bakanlarımız müşterek çalışmayla koordine ettiriyorlar.” şeklinde yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, elektrik ve doğal gaz fiyatlarının artması ile ilgili “Salgın koşulları nedeniyle alınmış tedbir. Dünyada elektrik üretiminin ana hammedelerinden olan kömür fiyatlarında 5 kat, doğalgaz fiyatlarında 10 kat artışlar sözkonusu. Enerji piyasalarının sürdürebilirliği için zorunlu düzenleme yapılmış olmakla birlikte fiyatlarda sübvansiyon hala mevcuttur. 2021 yılında elektrikte yüzde 50, doğalgaz faturalarında yüzde 75 oranda devletimiz subvansiyona gitmiştir. 2022 yılında benzer subvansiyonlar devam edecektir. Konut abonesinin aylık elektrik ve doğalgaz faturası için net asgari ücretin yüzde 47’sini oluşturuyordu. Aynı miktarda bu oran 2022’de yüzde 12,9 seviyelerine düştü. Kademeli tarife Türkiye’deki hanelerin tüketimi hesaplanarak 150 kilovat saat olarak belirlendi. “
“Aylık 150 kilovat saatlik tüketim düşük tarifeden 150 kilovat saati aşan tüketimler daha yüksek faturalandırılıyor. 1 ay 30 gün varsayılarak günlük 5 kilovat saatin 30 güne tekabül eden miktarından hareketle oluşuyor. Elektriğin verimli kullanımını teşvik etmek. Dar gelirli vatandaşların kullandığı elektriğin subvanse edilmesini sağlamak, uygulama yeni başladı. Önümüzdeki günlerde veriler netleşecek.” şeklinde konuştu.
Erdoğan, Türkiye’nin ekonomi politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Uyguladığımız akılcı politikalarla kamu maliyesi, bankacılık sektöründe ciddi kazanımlar, güçlü bir duruş elde ettik. Faiz oranlarında tarihi düşük seviyelere yakalama başarısını göstermiştik. Türkiye 2013 yılında tarihinin en düşük faiz ortamını yakaladı. Bir dizi iç ve dış olumsuz gelişmeyle bu süreç kesintiye uğradı. Son 20 yılda altyapı yatırımlarında önemli mesafeler kat ettik. Güçlü bir teşvik sistemine sahibiz yatırımları desteklemekte. Devrim niteliğinde adımlar atıldı. Üretim odaklı, ihracat ve istihdamı arttırmak hep önceliğimiz oldu. Nihai amacımız olan dengeli ve sürdürülebilir büyümeye kesinlikle ulaşcağız. Dengeli büyüme, dış talep lehine oluşan bir görünüm. Sürdürebilir büyüme makro dengelerin korunduğu büyüme çerçevesine işaret ediyor.”
“Önümüzdeki döneme çok iyimser bakıyoruz. Kamusal kaynakları, banka kredilerini etkin ve verimli şekilde üreimin arttırılması için kullanarak bu mücadelede başarılı olacağımıza inanıyorum. Ekonomimiz daha güçlü hale gelecek, manipülatif müdahalelerden daha az etkilenecektir. Bundan eminiz.
Bu makas özellikle de özel bankaların bu konuda hala sömürü çarkını devam ettirme gayretinin olduğunu görüyoruz. Vatandaşlarıma sesleniyorum; diyorum ki kamu bankalarına gidin. Böyle bir sömürü çarkı içerisine girmeyin. Kamu bankaları bu konuda hassas. Vatandaşını kesinlikle yüksek faizle sömürme gibi bir gayretin içerisine giremez.Bundan rahatsız olacak özel sektör bankaları biliyorum ama bunu söylemeye mecburum. Bu ülkede tüketim ekonomisine destek vereceksek, sömürü yoluyla değil vatandaş temin ettiği kredisini gelsin sizinle kullansın. Uygun yeri veren kamu bankasına gidecek. Konut, araç kredisini buradan temin edecek.
“Faizden medet umulmasını kesinlikle doğru bulmuyoruz. Bankalarımızın bu yaklaşımı benimsemeleri çok önemli. Benimsemedikleri takdirde bizim mücadelemiz devam edecektir. Küresel emtia fiyatlarında bir artış yaşandı. Navlun fiyatlarında yükselişler oldu. Küresel tedarik zincirindeki bozulmalar açık ve net ortada. Maliyet enflasyonu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkili oldu. Yurt içi finansal piyasalarda bir dengelenme sözkonusu. Dünyanın ekonomide en büyüğü Amerika enflasyonla mücadelede bu işi başaramıyorsa, batı ülkeleri bu işi başaramıyorsa kendi ülkemizdeki şartlara da buna göre bakmamız lazım.”
“Enflasyonla mücadele önceliğimizdir. Enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak, olumsuz etkilerini vatandaşlarımıza asgari düzeyde yansıtmak amacıyla gerekli adımlar atılıyor. Para ve malie politikalarında güçlü koordinasyonumuz var. Rekabeti ve verimliliği arttırıcı yapısal reformları hayata geçiriyoruz. Fiyat İstikrarı Komitesi düzenli toplanıyor, fiyat hareketleri yakından izleniyor. Arz şoklarında alınacak tedbirler bütüncül bir bakış açısıyla gözden geçiriliyor.
“Muhalefetin bugüne kadar iktidar olarak 20 yıl içerisinde hangi yaptığımıza doğru dediği vakidir. Sağlık sisteminde şehir hastanelerini yaptık, Marmaray’ı yaptık, Yavuz Sultan Selim köprüsünü inşa ettik, Osmangazi köprüsünü yaptık, 26 havalimanını 56’ya çıkardık doğru mu dediler. Böyle bir şey yok. Ben şu şehir hastaneleri konusunda ‘bütçede yeri neresidir’ diyen mantığı anlamıyorum. O mantık bu ülkede SSK’nın başındayken hastanelerimizi rezil eden mantıktır. Onun döneminde hastanelerimiz sefil olmuştur. Hiçbir zaman bunlar kalkıp da bu güzelliklere hayırlı olsun demeyeceklerdir. TL cinsinden enstrumanlara güveni arttırmak, tasarruflarını TL’de değerlendiren vatandaşlarımızın kurdaki oynaklık karşısında mağdur olmaması için Kur korumalı mevduat sistemini gündeme aldık.”
“Uygulamanın başlarında olmamıza rağmen vatandaşlarımızın kur korumalı TL mevduata katılımları muhteşem. Bu hesaplarda toplam büyüklük 203 milyar lirayı aşmış durumda. Bu neyi gösteriyor? Bu miktarın 58, 6 milyar lirası döviz hesaplarından dönüşen tutar. Gerçek kişilerin payı yüzde 92,5 düzeyinde. Tüzel kişiler yüzde 7,5 paya sahip. Kur korumalı mevduat ve katılım hesabına ek olarak fiyatlamada zorluk yaşayacak ihracat, ithalatçılarımıza döviz satım ihaleleri başladı. Devlet tahvillerinden elde edilen gelirlere stopaj oranını sıfırladık.”
“Bireysel emeklilik sistemine devlet katkısını yüzde 30’a çıkardık. Bazı yatırım fonlarından elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmesi de sağlanmış oldu. Önümüzdeki dönemde bireysel ve kurumsal yatırımcılara yönelik alternatif borçlanma ensturamanlar anlamında adımımızı atacağız.”
Ekonomi programamızda KDV’e etkinlik, adalet, basitleştirmeyi sağlamak amacıyla çalışmalar yapılacağı yönünde karar almıştık. Kayıt dışı ekonomiyi azaltmak, iş ve yatırım ortamını iyileştirmek, ihracatı arttırmak gibi KDV konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığımız çalışmalarını yürütüyor. KDV oranlarının sadeleştirilmesi, oran farklılıkların giderilmesi, Gelir İdaresi Başkanlığımız çözüm önerilerini alıyor. Bu şekilde gelen talep ve değerlendirmeler etraflıca analiz edilip atılması gereken adımlar varsa o adımları gerçekleştireceğiz.
Bu gelişmeleri uygun bulmamız, hayırlı bulmamız mümkün değil. Bölge bizim bölgemiz. Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin yeni bir krize dönüşmesini istemiyoruz. Bunun için elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz. Putin ve Zelensky’ye bu mesajlarımı ilettim. Her iki ülke de Türkiye’nin samimiyetinin ve iyi niyetli olduğumuzun farkında olduğunu düşünüyorum. İki ülkeyi Türkiye’de misafir edip, barışın yolunu açabiliriz. Bölge istikrarsızlıktan yeterince çekti, bu bize de ziyadesiyle olumsuz yansıyor. Daha fazla savaş, acı istemiyoruz. Rusya’nın batı camiasıyla olan ilişkisiyle alakalı kısmı var. Meselenin diyalogla halledilmesini, güç kulanılmasından kaçınılmasını gerekli görüyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Toplu sözleşme zammı üzerine yüzde 2,5 ilave ediyoruz. İşçilerimizin ücretlerine özellikle de ücretlerinde yüzde 28’i bulan artış sağlamış oluyoruz. Yaklaşık 700 bin kamu işçisini doğrudan ilgilendiren artış için gereken düzenleme kısa sürede yapılacaktır. Özel sektörün de benzer bir ilaveye gideceğine inanıyorum.” dedi.
Erdoğan ” Ekonomide önemli bir değişimi hayata geçirirken her kesimden insanımızın yaşadığı sıkıntıları bertaraf etmek için de kapsamlı sosyal politikalar uyguluyoruz. Aralık ayında asgari ücreti yüzde 50’nin üzerinde net artış yaptık. Yıllardır gündemde olan ancak bir türlü hayata geçirilemeyen çalışanların ücretlerini asgari ücret seviyesindeki kısmını gelir ve damga vergisinden muaf tutulması uygulamasını başlattık. Yıllık enflasyon yüzde 36 oranında gerçekleştiği için memur ve emeklilerde buna uygun artışlara gittik. Gelirlerde yüzde 30 artış sağladık. Asgari ücrette vergi dışı kalmasıyla yaklaşık 300 liralık ilaveyle bu destek daha da yukarı çıkıyor.
67 liradan aldığımız 1500 liraya kadar çıkardığımız en düşük emekli aylığını 2 bin 500 liraya yükselttik. Kimi emeklilerimizin maaşındaki artış oranı enflasyonun çok üzerine çıkarak yüzde 60’ları buldu. Burada bir müjde de işçilerimizin toplu sözleşmede aldıkları zammın üzerine ortaya çıkan enflasyon farkı zaten eklenecektir. Buna memur sözleşmesinde yaptığımız gibi yüzde 2,5 ilave ediyoruz. Toplu sözleşme zammı üzerine yüzde 2,5 ilave ediyoruz. İşçilerimizin ücretlerine özellikle de ücretlerinde yüzde 28’i bulan artış sağlamış oluyoruz. Yaklaşık 700 bin kamu işçisini doğrudan ilgilendiren artış için gereken düzenleme kısa sürede yapılacaktır. Özel sektörün de benzer bir ilaveye gideceğine inanıyorum.” dedi.