Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, EPDK Hizmet Binası ve Yapımı Tamamlanan Enerji Santrallerinin Açılış Töreni’nde konuşuyor. Erdoğan’ın konuşmalarından satır başladı şöyle:
– Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kuruluşundan bugüne kadar ortaya koyduğu tablo hepimiz için gurur vesiledir. Kurumumuz enerji piyasalarının serbestleştirilmesi ve düzenlenmesindeki uygulamaları ile uluslararası düzeyde takip edilen bir yapıya dönüşmüştür. Kurumsal kapasitesini güçlendirerek bugünkü seviyesine ulaştırdığımız EPDK’nın en önemli eksiği kendine ait binasının olmamasıydı.
– Kurum Başkanı Mustafa beyin takibiyle 4 yıl gibi bir sürede EPDK’nın binasını ülkemize kazandırdık. Yeni hizmet binasının ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Yatay mimari anlayışıyla insan odaklı bir şekilde inşa edilen en yüksek seviyede enerji verimliliğini hedefleyen binamızın çatısının tamamı güneş enerjisi ve su ısıtma panelleriyle kaplı. Modern çalışma alanlarının yanı sıra binada kreşinden, mescidine, konferans salonundan, sergi bölümü, kütüphane kapalı otoparkına kadar her türlü ihtiyacı düşünüldü.
– Bu eserin inşasına katkı veren herkese teşekkür ediyorum. EPDK’nın yeni binasında enerji sektöründe oynadığı kritik rolü çok daha başarılı şekilde devam ettireceğine inanıyorum. Ayrıca özel sektörün Adıyaman, Balıkesir ve Bingöl’de inşa ettiği yenilenebilir enerji santrallerinin de açılışını gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin çatıda yapılan en büyük güneş enerjisi projesini, çöp gaz üretim elektrik tesisini, Avrupa’nın en büyük bileşik yenilenebilir elektrik üretim santralini bugün resmen hizmete alıyoruz.
– Salgın şartlarına rağmen Türkiye’nin geleceğine ve potansiyeline inanan yatırımcılarımızı canı gönülden tebrik ediyorum. Türkiye ekonomisi son 19 yılda yüksek büyüme trendini sürekli devam ettirmiştir. Enerji talebi, ekonomik büyüme ve nüfusa paralel olarak artmıştır. Elektrik enerjisi tüketimi bu yıl yüzde 8 seviyesinde arttı. İlgili kurumların yaptığı çalışmalar elektrik enerjisi talebinin yılda ortalama yüzde 3.5 oranında artacağını gösteriyor. Ekonomimizin yakaladığı ivmeyi devam ettirmesi durumunda bu oranlar daha da yukarıya çıkacaktır.
– 2017’de açıkladığımız milli enerji ve maden politikası bu süreçte bizlere ve enerji sektörüne rehberlik ediyor. Hedef Enerji ihtiyacımızı yerli ve milli imkanlarla sürekli kaliteli ve uygun fiyatlarla karşılamaktır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji sepetimizdeki payını devamlı yükseltiyoruz. Rüzgar ve güneşte 2027 yılına kadar 10’ar bin megavatlık ek kurulu güç katkısı hedefliyoruz.
– Akkuyu’da gelinen aşamayı bizzat yerinde gördük. 4 üniteden oluşan 4 bin 800 megavat kapasiteli olarak planladığımız santralimizle ilgili çalışmalar devam ediyor. Akkuyu’nun ilk ünitesini 2023 yılında devreye almayı planlıyoruz.
– Akkuyu’nun ardından sırayla 2. ve 3. nükleer güç santralimiz için hazırlıklara başlayacağız. Her ne kadar çevrecilik adına sokakları yakıp yıkanlar attığımız her adım gibi bunu da eleştirseler de biz nükleer enerjiyi ülkemize kazandırmakta kararlıyız. 32 ülkede 443 NGS hala faaliyetteyken Türkiye nükleer enerjiye sahip olmasın demek ihanet değilse gaflettir.
– Asıl sorgulanması gereken Türkiye’nin neden bu adımı 20-30 sene evvel atmadığıdır. Dünyanın 60 yıldan fazla özellikle süredir kullandığı bu imkana bizim bu kadar geç kavuşuyor olmamız ülkemiz adına büyük kayıptır. Akkuyu’nun hizmete girmesiyle hem ülkemizin bu eksikliğini giderecek hem de iklim değişikliğiyle mücadelemize önemli bir katkı sağlamış olacağız.
– Yenilenebilir enerji kaynaklarımızdan daha fazla istifade etmenin yollarını arıyoruz. Son 19 yılda ciddi mesafe kat ettik. Kendi akarsularımızdan, rüzgarımızdan, güneşimizden jeotermal kaynaklarımızdan elde ettiğimiz enerjinin payı yüzde 290 arttı. Bugün yenilenebilir enerji kurulu gücümüz 52 bin 140 megavat değeri ile toplam kurulu gücün yüzde 53’lük kısmını oluşturuyor. Jeotermal enerjisi kurulu gücü bakımından 2020 verilerine göre Avrupa’da birinci dünyada dördüncü sıradayız. Ülkemiz 2020 yılında toplam yenilenebilir kurulu gücüyle Dünyada 12. Avrupa’da 5. sırada yer alıyor.
– Özel sektörün yatırımlarıyla yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji sepetindeki payını her geçen gün artırıyoruz. Rüzgârdan elektrik üretiminde ardı ardına rekor kırıyoruz. Sermaye düşmanlığı, anti emperyalizm yerli kaynaklarımızdan yararlanma çabalarını engellemeyi çevrecilik zanneden marjinal örgütlerin burada da piyasaya sürüldüğünü görüyoruz. Dünyanın en temiz enerji kaynaklarına karşı çıkmanın çevre ile bir ilgisi olmadığı açıktır. Ağaç bahanesiyle vizyon projelerimize kastedenlere fırsat vermediysek, çevre diyerek enerji hamlemizi dinamitlemeye çalışanlara meydanı boş bırakmayacağız.
– Etrafı zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarıyla çevrili bir ülke olarak, son yıllarda arama ve sondaj çalışmalarında bir paradigma değişikliğine gittik. Ülkemizde çok uzun yıllar boyunca petrol ve doğalgaz arama çalışmaları genellikle kiralama usulüyle yapıldı. Özellikle derin deniz sondajlarında ülkemiz tamamen dışa bağımlıydı. Daha önce kiralama veya benzeri yöntemlerle yürütülen bu faaliyetleri biz kendi milli imkanlarımızla sürdürmeye kara verdik. O dönemki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Berat Albayrak ile selefi Fatih Dönmez kardeşimiz alınan bu kararı titizlikle hayata geçirdiler. Üç sondaj ve iki sismik araştırma gemimizi ülkemizin filosuna dahil ettiler.
Ayrıntılar gelecek…