Süper Lig’in ilk haftasında Antalyaspor’u deplasmanda 1-0 ie mağlup eden ve Torreira ile Mertens’in gelişiyle henüz ligin ilk haftasında dikkatleri üzerine çeken Galatasaray, 45 bin taraftarının önünde Giresunspor’a 1-0 mağlup olarak hayal kırıklığı yarattı.
Bu sonucun ardından Galatasaray, 3 puanda kaldı, Giresunspor da puanını 3 yaptı.
Ligin gelecek haftasında Galatasaray, Ümraniyespor deplasmanına gidecek. Giresunspor, sahasında Kasımpaşa’yı ağırlayacak.
TORREIRA VE MERTENS KADRODA
Okan Buruk, yeni transferler Torreira ve Mertens’i kadroya aldı.
Sarı-kırmızılı kulübün hafta başında sözleşme imzaladığı Uruguaylı orta saha oyuncusu Torreira ile Belçikalı forvet Mertens’i 21 kişilik maç kadrosuna girerken yedek kulübesinde görev bekledi.
ABDÜLKERİM’DEN BÜYÜK HATA
Galatasaray’da Abdülkerim Bardakcı, 77. dakikada inanılmaz bir hata yaptı. Giresunspor kalecisi Onurcan’ın gönderdiği uzun topu alan 27 yaşındaki futbolcu, kalecisi Muslera’yı dönmek istedi ancak top kısa kaldı. Giresunspor’da araya giren Borja Sainz araya girerek, Muslera’dan kurtardığı topu ağlara gönderdi.
Karşılaşmada başka gol olmadı Galatasaray, sahadan 1-0’lık mağlubiyetle ayrıldı.
Spor yazarları Galatasaray’ın sahasında Giresunspor’a 1-0 mağlup olduğu karşılaşmayı değerlendirdi.
ŞANSAL BÜYÜKA – GALADA HÜSRAN…
Muhteşem bir başlangıç oldu… Kusursuz bir zemin, tek koltuğu boş kalmayan tribünler, Oliveira’nın 10. dakikada üst direkte patlayan frikiği, sonrasında Kerem‘in sağıyla döndüğü, soluyla vurduğu, kaleci Onurcan’ın muazzam kurtardığı şut… ”Tamam“ dedim, “Bu akşam futbolun tadını çıkaracağız“…
Ama öyle olmadı, iyi başlangıç, ilk 10 dakikadan sonra, her dakika Galatasaray‘ın aleyhine, Giresunspor‘un lehine çalışmaya başladı… Galatasaray’ın başlangıçtaki bunaltıcı baskısını, Giresunlu oyuncular, sürekli geriye ve yan pas oynayarak kırmaya, kurtulmaya, hatta soluk almaya çalıştılar…
Galatasaray, Giresun’un geriye ve yana pas oyununa döndüğü dakikalarda önde basamadı… Giresun‘un kendi alanındaki “al gülüm – ver gülüm“ anlayışını sadece izlemekle yetindi…
Ayrıca Galatasaray çok hızlı iki kanat oyuncusu Yunus ve Kerem‘e rağmen hızlı hücumu hiç düşünmedi… Midtsjö, geçiş oyunlarında iyi göründü… En azından bu alanın iki adamı Taylan ve Berkan‘ın çok önünde olduğunu açıkça ortaya koydu…
Oliveira, ilk maçtaki görüntüsünün çok önündeydi… Emre Akbaba, ikinci maçında da şansını iyi kullanamadı… Bu takıma daha Mertens girecek, Torreira girecek… Emre böyle devam ederse ara transferde kendini “kiralık“ listesinde bulur…
Sandım ki, Galatasaray ikinci yarıda vitesi yükseltir, “uygun adım yürüyüşten“ koşma temposuna geçer… Neredee… Galatasaraylı oyuncular ikinci yarıda bırakın koşmayı, tempo yapmayı, Florya‘da akşam serinliğinde eli cebinde geziye çıkanlar gibiydiler…
Hangi kaliteniz olursa olsun, koşmazsanız, tempo yapmazsanız, kazanamazsınız… Son yıllarda; ilk 10 dakika dışında geride kalan dakikalarda yürüyerek devam edip, maçı yürüyerek bitiren bir Galatasaray’ı ilk kez gördüm…
Aslında Giresun’un da kazanmak gibi bir niyeti yoktu… Ancak bir ikram gerekiyordu… O ikramı da Abdülkerim yaptı… Kısa düşen kaleciye pası gerçek anlamda ikramdı ama, Borja da bu ikramı çok soğukkanlı gole çevirdi…
Galatasaray‘ın yerinde olsam Nelsson’u satmayı aklımdan bile geçirmem… 18 değil isterse 28 milyon euro versinler… Marcao‘dan sonra Nelsson da giderse bir anlamda Galatasaray kafasına sıkar… Sakın ha…
Bir depar çok şey anlatır… Hamza Akman’da ışık var… Bu kadar transferin ve şöhretin arasında “güme“ gitmesin… Oynadığı kısa sürede herkesten daha etkili ve iyi göründü…
Kazımcan; Van Aanholt’tan daha iyi, bu kesin… Mertens zaten belli… Torreira’nın yaratıcı bir tarafını göremedik… Tek kale oyunda ne kadar gol pozisyonu üretildi derseniz o da tartışılır…
Maçta oynayanlar, girip çıkan 30-35 futbolcu arasında uzak ara en iyisi Traore idi… Olağanüstü oynadı… Kendisine iki stoper Alexis ile Sergen eşlik etti… Geçen hafta titrek bir görüntü veren kaleci Onurcan’ın bu defa son derece iyi göründüğünü söylemeliyiz…
Galatasaray’ın şu dakikadan itibaren transfere değil, hıza, tempoya, çabukluğa ihtiyacı var… Baktım son dakikalarda futbolcular tribünlere dönüp “haydi haydi” diye seyirciyi desteklemeye çağırıyorlar… Sizler sahada yürürseniz, o seyirci de size destek atacak hal kalır mı? Önce siz görevinizi yapın, tribünleri ayağa kaldırın… Sahada yürüyeceksiniz, sonra seyirciye dönüp “haydi haydi“ diyeceksiniz…Yok öyle yağma…
OSMAN ŞENHER – İLK 5-6 HAFTA BÖYLE GEÇECEK
Galatasaray dün gece 50 bin taraftarıyla tribünde şov yaparken sahada şok yaşadı. Bu mağlubiyet hiç hesapta yoktu. Ama sezon başı bu tür yenilgileri her takım yaşayabilir. Evet kabul ediyorum, Galatasaray çok büyük yıldızlar transfer etti. Ama bu yıldızlar şu an için hazır değil.
Giresunspor karşısında Kerem, Yunus, Emre Akbaba, Van Aanholt iyi günlerinde değillerdi. Düşünebiliyor musunuz, maç boyu kanatlardan doğru, dürüst orta gelmedi. Gelen ortaları da gününde olan yeşil-beyazlı savunma ilk hamleleri hep iyi yaparak rakibine gol fırsatı vermedi.
Bunu da geçtim… Abdülkerim Bardakcı üst düzey bir futbolcu. Bu kalitede bir oyuncu kalecisine geri pası verirken, sağına soluna bakmalı, çevre kontrolü yapmalı. Ama Abdülkerim bunu yapmadı, rakibine resmen gol pası verdi. Belki hayatında bir daha böyle bir geri pası yapmayacak ama takımına gol yedirdi.
Torreira’nın şu an 90 dakika oynayacak fizik gücü yok. Aynı şekilde Mertens de hazır değil, 15-20 dakikalık fizik gücü var. Okan Buruk’un istediği kadroyu sahaya sürmesi için belli bir zaman geçmesi lazım. Midtsjö 6 numara oynuyor. Ekstra bir topçu değil. Ancak boş alanları iyi dolduruyor. Oliveira ile beraber pek uyum sağlayamadılar. Görevini yaptı mı, yaptı. Ne var ki takımına çok fazla katkı veremedi. Sergio Oliveira’dan da taraftar çok şey bekliyor. İlk yarı müthiş bir şut çekti, o top da direkten döndü. Bunun haricinde oyuna ağırlığını koyamadı.
Seferovic bilhassa ilk yarı tek santrfor oynarken markajdan hiç kurtulamadı, çok etkisizdi. İkinci yarı Gomis oyuna girince biraz daha rahatladı, boş alan buldu, yüzde yüzlük gol pozisyonuna girdi fakat son vuruşu yapamadı.
Sarı-kırmızılıların karalar bağlamasına gerek yok. Bu takım koşuyor, iyi mücadele ediyor, hücum futbolunu seviyor ama maalesef oyuncular arasında uyumsuzluk var. Verilen pasların çoğu yerini bulmuyor.
Üç yerli futbolcu oynatma mecburiyeti bu sene Okan Buruk’u çok zorlayacak. Yunus ile Kerem kötü günlerinde olduğu zamanlar onların yerine oynatabileceği başka isimler kadroda bulunmuyor. Emre Kılınç var, Barış Alper de var ama bu futbolcuların biraz daha çıtalarını yükseltmeleri gerekiyor. Ahlara vahlara gerek yok. Ligin ilk 5-6 haftası böyle geçecek ama kadro oturup, futbolcular birbirine alışınca iyi bir Galatasaray ortaya çıkacağından eminim.
Giresunspor’a gelince… Teknik direktör Hakan Keleş’i kutlamak lazım. Takımı gerçekten çok iyi mücadele etti. Bilhassa maçın son 30 dakikası galip gelmek için Cim-Bom’un üzerine gittiler. Abdülkerim’in hatasından da galibiyet golünü buldular.
NEVZAT DİNDAR – YERLİ SORUNU
Nef Stadı’da büyük sürpriz… Yaptığı transferlerle iddialı bir kadro kuran ve ilk hafta deplasmanda Antalyaspor’u yenerek lige iyi başlayan Galatasaray, evinde Giresunspor’a kaybetti. Abdülkerim’in 77’deki inanılmaz hatasını Sainz affetmedi.
45 bin taraftarın izlediği maçta Galatasaray’ın yerlileri özellikle performanslarıyla sınıfta kaldı. Yeni transferlerden Torreria ve Mertens ise henüz hazır olmamalarına karşın aldıkları süreleri iyi kullandı. Hakan Keleş’in hafta içinde “Galatasaray’ı yeneceğiz” açıklamasının arka planının ne kadar dolu olduğu dün ortaya çıktı.
Karşılaşmanın hemen başında, 4. dakikada Oliveira’nın füzesi direkten döndü. 13’te Kerem ile tehlike yarattı sarı-kırmızılılar…
36’da Oliveira yakın mesafeden golü kaçırdı. İlk yarı golsüz bitti.65’te Seferovic karşı karşıya pozisyonu değerlendiremedi.
77’de Abdülkerim’in hatalı geri pasını yakalayan Sainz, Muslera’dan sıyrılıp topu boş filelere gönderdi: 0-1.
80’de Kazımcan’ın ortasında iyi yükselen Seferovic’in kafa vuruşunu Onurcan harika çıkardı.
MEHMET DEMİRKOL (FANATİK) – BU TEMPOYLA ZOR
Emre Akbaba’nın önündeki Seferoviç ve arkasındaki Midtsjö avantajını iyi kullanması gerekiyor. Kendisini boşa atmak, kaybettirmek konusunda büyük bir lükse sahip. Bunu yapamadı. Yürümeyen tek nokta o demiyorum. Bu avantajı değerlendirerek başka bir standarda çıkabileceği, belki de kariyer şansına sahip. Altını çizmek istediğim bu. Yoksa geçen hafta olduğu gibi temel problem yine devam ediyor. Kanatlardaki koridor paylaşımları ve beklerin performansında… Kerem’in basit oynadığı her an Galatasaray alan kat edip pozisyona girdi ya da faul aldı. Bunun dışında rakibi ilk yarıda getirtmediler ama zorlayamadılar da. Rakip savunmayı yerinden oynatacak hiçbir şey yapamadılar.
GİRESUN DUVAR ÖRDÜ
Okan Buruk’un Emre’yi çıkarıp çift santrfora dönüşü bu noktada haklı görülebilir. Ama en azından erken oldu. Özellikle pasla çıkmayı seven Hakan Keleş’e ve Traore’nin şahane performansına karşı… 4’lü hücumla oynuyorsanız daha hareketli olmak zorundasınız. Böyle stabil kalamazsınız. Böyle yerleşik savunmayı zorlayamazsınız. Yunus Gomis’le, Kerem Seferoviç’le mutlak, sürekli yer değiştirerek, çapraz koşular yapmalı. Belki de Akbaba-Mertens değişikliği bunu sağlayabilirdi. Sayısal olarak eksilen orta saha ve baskı yetersizliği Giresunspor’u paniksiz rahat bir pasla çıkışa itti. Zorlanmadılar. Pek pozisyon bulamadılar ama topu kaleden uzak tuttular. Baskıyla, Abdülkerim’in ‘görmediğin yere pas atma’ ilkesini unutmasıyla golü de buldular. Sonra da duvarı ördüler.
Son bölümdeki çabalar sonuç vermedi ve maç 1-0 bitti.