Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı finansal alternatifler ve ekonomik tedbirlere iş dünyasından destek mesajları geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TL mevduatları için getirilen yeni düzenlemeyi, “İnsanlarımızın bankadaki TL varlığı mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek, bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak. Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın kur daha yüksek olacak diye mevduatını TL’den dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak” sözleri ile açıklamıştı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın paylaştığı detaylara göre ise, TL vadeli hesaplar üzerinde işleyecek faiz ile hesap açılış ve vade tarihlerindeki kur değişim oranı kıyaslanacak, yüksek olan oran üzerinden hesap nemalandırılacak. Söz konusu hesaplar 3, 6, 9 ve 12 ay vadeli olacak. Hesaplarda uygulanan minimum faiz oranı TCMB politika faizi kadar olacak.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat modeline ilişkin sosyal medya hesabından değerlendirmelerde bulundu.
Hisarcıklıoğlu, “İş dünyamızın piyasalarda istikrar, öngörülebilirlik sağlanması talebine yönelik bir dizi tedbir açıklanmasını olumlu karşılıyoruz. Alınan kararların ülkemizin üretim gücünün artırılmasına katkı vermesini bekliyoruz” dedi.
Yeni düzenlemeyi değerlendiren İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye’nin yeni bir yola girdiğini belirterek, “Cumhurbaşkanımızın açıkladığı yeni önlemler de bu süreçte piyasayı manipüle etmek isteyenlerin yolunu tamamen kesmiştir” dedi.
Hükümetin yeni finansal alternatifler ve ekonomik tedbirleri devreye almasının iş dünyası için memnuniyet verici olduğunu aktaran Avdagiç, “Bu kritik dönemde iş dünyası olarak tüm gücümüzle hükümetimizin ve yeni ekonomik modelimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Tedbirler sonucunda göreceğiz ki başaran Türkiye olacak, kazanan milletimiz olacak” ifadelerini kullandı.
Avdagiç, dövizin muhtemel getirisine Türk lirası varlıklarda kalarak ulaşılabilmesini sağlayacak yeni aracın finansal piyasaların yeniden sağlıklı bir işleyişe kavuşmasına büyük katkı vereceğini ve TL’ye güveni artıracağını kaydetti.
Uygulamaya alınan yeni yöntemlerin yatırım, üretim, ihracat ve istihdam üzerindeki müspet sonuçlarının kısa vadede dahi görüldüğünü belirten Avdagiç, “Mevduatta kur farkı modelini olumlu karşılıyoruz. Döviz kuru garantili TL mevduat, Bireysel Emeklilik Sistemi’ne ilişkin teşvikler, ihracatçı firmalara ileri vadeli kur uygulaması, DİBS ve temettü ödemelerindeki stopajın kaldırılması gibi adımlar, ülkemizdeki dolarizasyon sürecini durduracaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Şekib Avdagiç, atılan son adımlarla önemli bir yastık altı birikiminin de sisteme dahil olacağına inandıklarını aktararak, “Artık gündem kur ve enflasyon sarmalından gerçek odağımız olan yatırım, üretim ve ihracat üçgenine kalıcı bir geçiş yapacaktır. Türkiye’de bu güven sağlandığında, kendi halkı liraya destek sunduğunda, bunun katlanarak yurt dışı piyasalara da geçtiğini göreceğiz. Türkiye’deki yatırım-üretim fırsatını kaçırmak istemeyen küresel sermayenin de teveccühüne şahit olacağız. Türkiye ekonomisi, iktidar mücadelesinin gerçekleştiği bir alan olmamalı. Yaşanan gelişmeleri bir siyasal malzeme olarak kullanmak yerine, bu süreçten Türkiye ekonomisinin ve üretiminin yara almadan çıkması için çaba göstermeliyiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kabine Toplantısı’nın ardından kamuoyuna duyurduğu finansal alternatifler ve ekonomik tedbirlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
TL’nin istikrar kazanmasına yönelik açıklamaları memnuniyetle takip ettiklerini ve atılan adımları desteklediklerini kaydeden Gülle, “Bu hamleyle hem vatandaşlarımızda hem firmalarımızda oluşabilecek güven sorunu çözülmüş olacak” ifadesini kullandı.
İhracatçılar olarak istikrarlı kurdan yana olduklarını aktaran Gülle, son dönemde para piyasalarında yaşanan gelişmeler üzerinden ihracatçıların haksız şekilde hedef gösterildiğini, bu konuya teessürle şahitlik ettiklerini bildirdi.
Gülle, ihracatçıların, döviz kurunda yaşanan ani yükselişlerden olduğu kadar ani düşüşlerden de olumsuz etkilendiğini belirterek, “Ancak açıklanan tedbir paketleri sayesinde Türk lirası adil değerini kısa zamanda bulacak ve istikrarlı bir seviyede işlem görecektir. Dolayısıyla, bu, ihracatın sürdürülebilir artışını destekleyecek önemli bir gelişme olmuştur. Döviz ödemesi olan firmalarımızı müstesna tutmakla beraber, hükümetimiz tarafından başlatılan ihracat odaklı bu yeni modeli, her alanda olduğu gibi Türk lirasının adil değerini bulması ve istikrarlı bir seviyeye kavuşması alanında da desteklemek gerektiğini düşünüyorum” dedi.
İsmail Gülle, ihracatçılara, TL’nin istikrarına yönelik atılan adımları desteklemeleri çağrısında bulunarak, “Tüm ihracatçılarımızı ve vatandaşlarımızı, açıklanan yeni tedbirler kapsamında son derece cazip hale gelen TL yatırım araçlarını kullanmaya davet ediyorum” açıklamasında bulundu.
Gülle, “Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle, piyasada yaşanan fiyatlama sorunları, doğrudan TCMB aracılığıyla ihracatçılara ileri vadeli kur rakamı verilecek olması, tüm ihraç süreçlerindeki finansal aksamaları ortadan kaldırmayı garanti eden yapısal bir destek hamlesidir. Bu tedbirler sayesinde, ihracatın sürekliliği ve sürdürülebilir artışı devlet garantisi altına alınmıştır” ifadelerini kullandı.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ekonomiye ilişkin kararların ardından döviz kurunda yaşanan gerilemeye işaret ederek, “ATO üyelerimize de reel sektöre de seslenmek istiyorum, mevcut koşulları kendi işlerimize adapte edelim, kurlardaki gerilemeyi dikkate alarak fiyatlarımızı güncelleyelim, revize edelim” ifadesini kullandı.
Baran, iş dünyası olarak, başta KOBİ’ler olmak üzere tüm işletmeler için üretim ve yatırım odaklı büyüme modelinin ülkenin sürdürülebilir büyümesi açısından bir fırsat olduğunu düşündüklerini vurgulayarak, “Yatırımlarımızı artırarak, tevsi yatırımları ile kapasitelerimizi büyütmeye ve Türkiye’nin büyümesine katkı vermeye devam edeceğiz. Türkiye’ye güveniyor ve küresel sorunların olduğu bu dönemin ülkemize fırsat pencereleri de açtığının farkında olarak üretmeye, istihdamı artırmaya ve dış pazarlamada büyümeye devam etmek istiyoruz. Ayrıca, Sayın Cumhurbaşkanı’mız tarafından açıklanan tedbirlerin piyasaya güven verici etkileri olduğuna ve daha da olacağına inanıyoruz. Türk lirasına güveni tesis eden tüm adımları destekliyoruz. Paramıza güven ve dönüşü sağlayan bu adımların kısa sürede sonuç vereceğine ve kurdaki dalgalanmayı sonlandıracağına inanıyoruz. Sağlanacak güven ortamı piyasaları da stabilize edecektir. Böylece yatırım, üretim, istihdam için daha cazip şartlar oluşacaktır. Türk lirasına güven sağlayan bu adımların kısa sürede sonuç vereceğine ve kurdaki dalgalanmayı sonlandıracağına inanıyoruz” dedi.
ATO üyeleri ve reel sektöre seslenen Baran, “Mevcut koşulları kendi işlerimize adapte edelim, kurlardaki gerilemeyi dikkate alarak fiyatlarımızı güncelleyelim, revize edelim. Ekonomide dalgalanmalar bizim gibi güçlü olmak zorunda olan bir ülke için istenmeyen bir durum. Ülkemizde istikrarı sağlayacak tüm adımları destekliyoruz. Biz bu ülkede yaşıyoruz, ticaretimizi yapıyoruz, çocuklarımız, torunlarımız bu ülkede büyüyor. Ülkemizin geleceğini de kısa vadeli çıkarlara teslim etmeyelim. Buradan tüm vatandaşlarımıza çağrıda bulunuyorum” diye konuştu.
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir de, dövize endeksli Türk lirası mevduatı sistemine ilişkin “Piyasadaki döviz taleplerini azaltacak bir etki yaratacağı aşikar” dedi.
Varlıklarını koruma endişesi içinde olan insanların, tekrar piyasadan döviz alıp onu muhafaza etmeye uğraşmasına gerek kalmadığını belirten Özdebir, “İnsanlar böylece hem faiz getirisini garanti etmiş hem de kur farkından zarar görmelerinin önüne geçilmiş olacak. Bu anlamda piyasadaki döviz taleplerini azaltacak bir etki yaratacağı aşikar. Bunun sonuçlarını da dün geceden itibaren görmeye başladık” diye konuştu.
Özdebir, Türkiye’nin makro verileri incelendiğinde, Avrupa’daki pek çok ülkeden iyi göründüğünü ve gidişatının da iyi durumda olduğunu bildirdi.
Türkiye’nin böylesi spekülatif kur artışlarını hak etmediğini vurgulayan Özdebir, “İşin normalleşmeye başlamasıyla özellikle üretici ve sonra tüketici fiyatlarının aşağı yönlü revize edilmesi gerekecek. Bu tabi zaman alacaktır. Çünkü insanlar bu sistemi test edecektir. Bunun sonucunda ikna oldukları takdirde, yeni girdileri yeni fiyatlarla oluşturdukça kur fiyatlarını da aşağı yöne çekeceklerdir. Özellikle son günlerdeki spekülatif kur artışlarından kaynaklanan fiyat artışlarındaki köpüğün alınması ve oradaki haksız kazançların geri döndürülmesi, fiyatların aşağı çekilmesi de ticaretin etik kuralları gereği olmazsa olmazdır” dedi.