Son zamanlarda çip krizi, araç bulma sorunu ve stokçuluk iddiaları ile gündeme gelen otomotiv sektörü, döviz kurlarındaki gerilemenin ardından ise tüketicinin fiyat indirimleri beklediği sektörlerden biri haline geldi.
Bazı markaların geçtiğimiz hafta indirime gittiği sektörde, tüketici nezdinde diğer markalardan da benzer adımların atılması bekleniyor.
Gelişmeleri Habertürk’e değerlendiren Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Ali Bilaloğlu, otomobil fiyatlarında düşüş yaşanıp yaşanmayacağı, sektördeki stokçuluk soruşturmaları, yeni yıl beklentileri ve 2022’de Türkiye’de satışa sunacakları modeller gibi hem sektörü hem de tüketiciyi yakından ilgilendiren birçok farklı konuda açıklamalarda bulundu.
Sözlerine fiyatlardaki son duruma değinerek başlayan Ali Bilaloğlu, otomotiv sektörünün döviz kurlarına bağlı bir sektör olduğunu belirtti.
Bilaloğlu, “İster üretici olun ister ithalatçı, otomotiv sektörü döviz kurlarına doğrudan endekslidir. İthalatçılar yüzde 100 dövize endekslidir, üreticiler de yerlilik oranı kadar dövizden bağımsızdır. Bundan dolayı, döviz kurları artarken, her marka kendi stratejisi ve stok durumuna göre modelleri içinde farklı fiyat politikaları uygular” dedi.
Son aylarda markaların fiyatlarını dövizdeki artışın altında artırdığını kaydeden Bilaloğlu, “Hiç bir markanın dövizdeki artışı doğrudan fiyatlarına yansıtmadığını görüyoruz. Eğer, bu olsaydı satışlar anında dururdu. Döviz düşerken de, markalar kendi stok politikasına fiyatları indirecektir. Bunun farklı yöntemleri var. Liste fiyatında indirim ve kampanya gibi. Döviz kurları yüzde 20-30 oranında artarken otomobil fiyatları aynı oranda artmıyorsa, döviz kurları gerilerken de fiyatların aynı oranda düşmeyeceği aşikar” ifadelerini kullandı.
Bilindiği üzere, otomobillere uygulanan Özel Tüketim Vergisi’nde (ÖTV) son güncelleme Ağustos ayında yaşanmış, fakat o günden bu yana artan fiyatlar düşük vergi diliminde kalan otomobillerin vergi oranını da yükseltmişti. Sonuç olarak, pazarın tamamına yakını yüzde 80 ve üzeri ÖTV oranlarına sahip otomobiller oluşur hale geldi.
Gelinen noktada, ÖTV’de yeni bir güncelleme beklentisini sorduğumuz Doğuş Otomotiv CEO’su Ali Bilaloğlu, vergi sisteminin değişmesi gerektiğini söyledi.
ÖTV sisteminin hem motor hacmine hem de fiyat baremine bağlı olduğun vurgulayan Bilaloğlu, “Otomobildeki fiyat artışları iki unsurdan oluşuyor, bunlar aracın net bedeli ve vergi dilimidir. Dolayısı ile en düşük vergi diliminde olan bir araca 1 TL zam geldiğinde, bu aracın vergi dilimi yükseliyor ve aracın fiyatı da yüzde 20 kadar artabiliyor. O yüzden fiyat artışlarını net bedel üzerinden incelemek gerekir. Fiyatlardaki ana artışlar vergi dilimlerinin değişimden kaynaklı” dedi.
Bilaloğlu, mevcut ÖTV sisteminin güncelleğini yitirdiğini belirterek, “ÖTV’de çağdaş, çevreci, adaletli bir sistemin artık devreye girmesi elzem. Mevcut sistem, Türkiye Gümrük Birliği’ne girdiğinde tasarlanmıştı. Vergi sistemi, yıllar içinde ek yapa yapa adeta yamalı bohça haline geldi. O günlerde elektrikli araçlar yoktu, emisyon değerleri bu kadar hassas ölçülmüyordu. Bugünkü teknolojik gerçekler, çevre konusunda gelinen nokta ve devletin çıkarlarını gözeterek, daha sağlıklı, daha çağdaş ve geleceği tasarlayabilen bir vergi sistemine geçmemiz gerekli” görüşünü paylaştı.
Ali Bilaloğu ile, yıl sonu ve gelecek yıl beklentilerini de konuştuk.
Tüm dünyayı kasıp kavuran çip krizinin etkilerini Haziran’dan sonra görmeye başladıklarını aktaran Bilaloğu, pazardaki yüksek talebin faiz indirimleri ile birlikte düşüşe geçtiğini bildirdi.
Bilaloğu, “Ekim ayına kadar pazarda talep çok kuvvetliydi. Fakat, Merkez Bankası’nın Ekim ayında faiz indirimine gitmesi ve dövizin yükselmesine bağlı olarak fiyatlar arttı ve talep azalmaya başladı. Geçen haftaki showroom trafiği ile bundan 3 ay önceki showroom trafiği bizim markalarımızda yüzde 30 azaldı. Bu da talebin azaldığını gösteriyor” dedi.
Ali Bilaloğlu, Ekim’e kadar daha fazla araç tedarik edilebilseydi, sektör genelinde satışların yüzde 15 kadar artacağı tahmini ile de, otomotiv sektörünün yıl içinde çip krizi kaynaklı yaşadığı satış kaybına ışık tutmuş oldu.
Türkiye otomotiv pazarının ise 2021’i 750-800 bin adet aralığında kapatacağını kaydeden Ali Bilaloğlu, 2022 beklentileri ile ilgili olarak da belirsizliğe işaret etti.
Otomotiv pazarının birkaç faktöre bağlı olarak geliştiğini belirten Bilaloğlu, “Bunlar araç fiyatları, kredi faiz oranları ve ülkenin büyüme oranlarıdır. Faiz oranları aylık yüzde 1 civarında olduğunda, ekonomi de belirli bir büyümeye gelirse, o zaman otomotiv pazarı da büyüyor. Bu rakamları şu an için öngörmek zor. Son atılan ekonomik önlem adımları ile daha stabil bir ortama giriyoruz, bunun biraz oturması lazım. Stabil ortam devam ederse, 2022 yılında otomotiv pazarı 2021’in biraz altında kalacak şekilde gelişir. Fakat, volatilite son 6 hafta olduğu gibi devam ederse o zaman pazar 2022’de 500 bin adetlerin altına inebilir” görüşünü paylaştı.
Ali Bilaloğlu bundan bir yıl önce yaptığımız söyleşide, o dönem Volkswagen’in (VW) Türkiye’ye yatırım süreci devam ediyordu. Fakat, Alman marka sonradan Türkiye yatırımından vazgeçerek, Slovakya fabrikasında kapasite artırımına gitmeyi seçmişti.
Aradan geçen 1 yıldaki tüm gelişmeler ışığında, Volkswagen Grubu’nun Türkiye distribütörü Doğuş Otomotiv’in kaptan koltuğunda oturan Bilaloğlu ile bu yatırımın yeniden gündeme gelme ihtimalini de konuştuk.
Volkswagen Grubu’nun hali hazırda Man markası ile Türkiye’de ağır vasıta üretiminin olduğunu hatırlatan Bilaloğlu, Volkswagen’in Türkiye yan sanayisinden ise yaklaşık 1 milyar euroluk parça tedarik ettiğini kaydetti.
Alman şirketin Türkiye’de binek otomobil üretmeyi planladığı fabrikasından vazgeçme kararının ticari olduğunu aktaran Bilaloğlu, “Pandemi başladığında tüm otomotiv sanayisi durma noktasına geldi. Şuan, VW’nin fabrikalarında kapasite kullanım oranı ortalama yüzde 60 civarında. Bu oranın önümüzdeki yıllarda en fazla yüzde 80’e çıkacağı öngörülüyor. Dolayısı ile VW ticari bir karar vererek Türkiye yatırımından vazgeçti. Eğer, üretimde kapasite ihtiyacı doğarsa, Türkiye halen VW için bir numaralı seçenek. Bu sadece VW için değil, her marka için geçerli” dedi.
Otomotiv yatırımınun uzun vadeli olduğuna değinen Bilaloğlu, “Kısa dönemli volatilite, otomotivde yatırım kararlarını etkilemez. Bu yüzden döviz kurlarındaki değişime bağlı olarak maliyet avantajı sağlanması şirketlerin hemen fabrika kuracağı anlamına gelmez. Bu kararlarda kalifiye iş gücü, lojistik altyapı ve jeopolitik konum gibi Türkiye’nin elinin güçlü olduğu alanlar göz önünde bulundurulur. Stabil bir iç pazar da yatırım kararlarında etkilidir. Türkiye’nin stabil bir iç pazar konusunda biraz ödev yapması lazım” diye konuştu.
Merkez Bankası’nın faiz indirimleri ile ilgili de görüş bildiren Bilaloğlu, “Faiz indirimleri tüketici ve bireysel kredilere yansımadı. Ayrıca, bir süredir bireysel müşterilerde araç fatura bedeline bağlı kullanılabilecek kredi üst limitleri tanımlı. Hal böyleyken, kredi kullanım oranı sınırlı kalıyor. 2 sene öncesine kadar araç satın alımlarında kredi kullanım oranı yüzde 55 iken, bu oran şuan yüzde 20’lere düştü” dedi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK), taşıt kredilerinde belirlediği vade sürelerinde bir değişim beklemediğini de kaydeden Doğuş Otomotiv CEO’su, “Konuyu makro ekonomik gerçekler ile değerlendirmek lazım. Devlet politikası olarak ithalatın coşmaması ve tüketicinin de aşırı borçlanmaması isteniyor. Buna saygı duyuyorum. O yüzden bu konuda önümüzdeki dönem yeni bir gelişme beklemiyorum” şeklinde konuştu.
Doğuş Otomotiv CEO’su Ali Bilaloğlu, sektörde artan stokçuluk iddialarına ve bu yönde verilen cezalara ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulundu.
Konunun otomotiv sektörü için hassas olduğunun altını çizen Bilaloğlu, “Stokçuluk tanımı, kanunda yeri olan bir konu. Sektör genelinin stokçu olarak algılanması bizi üzüyor. Bunu yapan bir iki bayi olabilir, yetkililer bunu ortaya çıkaracak. Denetlemeler sonucu suç tespit edilirse ceza almaları lazım. Genel olarak, sektörde otomobil stokçuluğu ve bayilerin galeriler ile ortak çalışma durumu yok. Ne yazık ki bir iki bayinin yaptığı işler, tüm sektöre mal ediliyor. Zaten, gerek OEM’lerin, gerek bizlerin gerek devletin bayiler üzerinde yaptığı denetimler stokçuluk gibi gayri resmi işlere imkan bırakmıyor” dedi.
Ali Bilaloğlu, bünyesinde Audi, VW, Seat, Porsche gibi markaları barındıran Doğuş Otomotiv’in 2022’de Türkiye’ye getireceği modelleri de ilk kez Habertürk’e açıkladı.
Yeni yılda yaklaşık 15 yeni modeli Türkiye’ye getireceklerini kaydeden Bilaloğlu, “Karavanlarda ÖTV indirimine gidilmesi ile, biz de bu modellerimizi Türkiye’ye getireceğiz. California ve Grand California modellerini satışa sunacağız. Bu segment pandemi ile birlikte talep görmeye başladı. Bizde pazarı test edeceğiz” dedi.
Audi cephesinde A8, S3 Sportback/Sedan, RS3 Sportback/Sedan, E-Tron, E-Tron GT, E-Tron Sportback modellerini Türkiye’ye getireceklerini aktaran Bilaloğlu, VW’nin de Golf R, Taigo ve T-Cross modellerinin 2022’de satışa sunulacağını kaydetti.
Bilaloğlu, elektrikli otomobiller için kurulu şarj istasyon sayısını 120’den 200’e çıkaracaklarını da bildirerek, “3 Porsche merkezi, batarya onarım hizmeti vermeye başlayacak. Şarj istasyonlarımızdan Volkswagen Grubu’nun tüm elektrikli otomobilleri faydalanabilecek” açıklamasında bulundu.
Doğuş Otomotiv CEO’su Bilaloğlu, elektrikli otomobil satışlarının artması için desteklere işaret ederek, bu konuda Avrupa’dan örnekler verdi.
Bilaloğlu, “Avrupa’da elektrikli otomobil alımlarında olduğu gibi destekler verilmezse, satışların artması zor. Verilecek destekleri maddi olmak zorunda değil. Örneğin, trafiğin yoğun olduğu bölgelerde bir şeridin elektrikli otomobillere ayrılması, ya da park sorunu olan bölgelerde elektrikli araçlara ayrılmış park yeri gibi kullanım kolaylığı sağlayan destekler de olabilir” dedi.
Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) ile, elektrikli otomobillerin pazar payının artacağını söyleyen Bilaloğlu, “Türkiye’nin yerli ve milli otomobili TOGG’un piyasa çıkışı ile birlikte, elektrikli otomobillere verilecek desteklerin gündeme geleceğini umuyoruz. TOGG, elektrikli otomobillerin pazar payının artmasına destek olacak” ifadesini kullandı.
Otomotiv sektöründe yıl içinde yaşanan baş döndürücü gelişmeler, konuşulacak konu sayısını da artırıyor. Bu kapsamda, Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Ali Bilaloğlu ile gerçekleştirdiğimiz söyleşinin kapsamını geniş tuttuk. Bilmeyenler için, Bilaloğlu’nun aynı zamanda Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu da hatırlatalım.