Raporda, finansal piyasaların daha rekabetçi bir görünüme kavuşmasının fırsatı olan fintek ekosisteminin, birkaç yıl içinde finansal hizmetlerde etkisini artırdığı kaydedildi.
Ekonomilerde yaşanan dijitalleşmenin sonucunda “veri sahipliği” kavramının rekabet analizlerinin mihenk taşını oluşturduğu kaydedilen raporda, şu ifadeler kullanıldı:
“Finans sektörü özelinde veri sahipliği, her geçen gün daha kritik hale gelmekte ve piyasaların geleceği için belirleyici gösterge konumuna erişmektedir. Rekabet hukuku müdahalelerinde olduğu kadar fintek’in düzenlenmesinde de yeni yaklaşımlara duyulan ihtiyaç tartışmasızdır. Özellikle, düzenleyici müdahalelerin daha kapsayıcı, hızlı ve öngörülebilir çözümler üretebilmesi dikkate alındığında, bu alana yönelik ideal düzenlemelerin hayata geçmesinin önemi ortaya çıkmaktadır. Bu noktada, oluşturulacak düzenleyici kuralların, finansal istikrarın korunması başta olmak üzere, klasik düzenleyici kaygıların yanında piyasalardaki rekabetin ve inovasyonun sürekliliğini de göz önünde bulundurması gerekmektedir. Bu doğrultuda, pazara girişleri teşvik eden ve pazardaki yeni oyuncuların zorunlu altyapılardan dışlanmasını engelleyen düzenleyici kuralların tesisi, etkin bir finansal yapının inşası sürecinde amaca uygun bir yaklaşım olacaktır.”
“DEVLET POLTİKALARI, PAZARA GİRİŞİ ZORLAŞTIRICI NİTELİKTEKİ DİNAMİKLERİ ORTADAN KALDIRMALI”
Raporda, piyasadaki farklı niteliklere sahip oyunculara yönelik farklılaştırılmış yükümlülükleri öngören düzenleyici kuralların, fintek’in gelişimine katkı sunacağı belirtilerek, asimetrik düzenleme yaklaşımı olarak nitelendirilebilecek bu yaklaşımın, finansal piyasalardaki inovasyonun önünü açacağı ve bu pazarlardaki dinamizmi artıracağı kaydedildi.
Oluşturulacak düzenleyici kuralların yeni teknolojilere açık kapı bırakacak esnekliğe sahip olmasının, finansal piyasalardaki teknolojik dönüşümü hızlandıracağına işaret edilen raporda, “Bu alanda atılacak düzenleyici adımların, günün ihtiyaçlarına cevap verirken geleceğe de uyum sağlayan, pazar koşullarını bozmadan yeni oyuncuların pazara girmesini teşvik eder nitelikte olması beklenmektedir.” değerlendirilmesinde bulunuldu.
Raporda, düzenlemelerin ve fintek ekosistemine yönelik devlet politikalarının, pazara girişi zorlaştırıcı nitelikteki pazar dinamiklerini ortadan kaldırmaya yönelik tasarlanmasının da rekabetçi yapının tesisi için önem taşıdığının altı çizilerek, özellikle kamu kaynaklı sermaye desteğine yönelik programların netleştirilmesiyle küçük ve orta ölçekteki teşebbüsler adına çeşitli finansman yöntemlerinin benimsenmesi önerildi.
Bu tip devlet desteklerinin, pazardaki rekabete zarar verecek şekilde teşebbüslerin rakiplerine karşı avantaj elde etmesi sonucunu doğurmamasına dikkat edilmesi gerektiği vurgulanan raporda, şu ifadelere yer verildi:
“Daha ziyade, inovatif çözümler geliştiren fakat pazara girişin ilk safhasında finansman sıkıntısı yaşayan teşebbüslerin desteklenmesi, rekabetçi yapının sağlanması yaklaşımıyla uyum gösterecektir. Ayrıca bu tip teşebbüslere objektif şartlar dahilinde oluşturulmuş bir programla vergi kolaylığı sağlanması da yarar sağlayabilecektir. Bunun yanında, devlet desteklerinin pazara etkisinin her halükarda sınırlı kalacağı göz önüne alındığında, esas ilerlemenin fintek şirketlerinin alacağı doğrudan yatırımlarda saklı olduğu açıktır. Özellikle yatırımcıların karar alma süreçlerine yardım sağlayacak kamuya açık bir veri havuzunun oluşturulması gündeme gelebilecektir. Yine, fintek alanında piyasa eğilimlerinin güncel takip edilerek tüketici tercihlerine en uygun hizmetlerin geliştirilmesi adına toplu pazar verisinin oluşturulması düşünülebilecek. Sektör paydaşlarının öne sürdüğü ihtiyaçlar da dikkate alınarak toplanacak verinin kamuoyuyla paylaşılması düşünülebilecek. Böylesi bir verinin rekabet karşıtı etkiler doğurabileceği şüphesinin oluşması halinde ise Rekabet Kurumunun sunacağı katkıyla çözüme ulaşılabilecek.”
Raporda, halihazırda klasik finansal oyuncuların erişebildiği veri setlerine pazardaki yeni nesil oyuncuların da erişebilmesinin, pazarda veriye erişim noktasında rakipler arasındaki asimetrik durumun ortadan kaldırılmasına hizmet edeceğine işaret edildi. Bu kapsamda, yerleşik finansal oyuncuların erişebildiği kayıtlara fintek şirketlerinin de faaliyet alanlarıyla ilgili olduğu ölçüde, erişebilmelerinin pazardaki yeni oyuncuların yerleşik oyuncularla eşit koşullarda rekabet edebilmesinin önünü açacağı vurgulandı.
Sadece birtakım veri havuzlarına değil, özellikle zorunlu nitelikteki bankacılık altyapılarına da fintek şirketlerinin doğrudan erişebilmesine izin veren düzenlemelerin, finansal pazarlardaki ürün ve hizmet çeşitliliğini artırabileceği belirtilen raporda, şunlar kaydedildi:
“Ülkemizdeki fintek ekosisteminin gelişimi için teknoloji geliştirme merkezlerinin kurulması, üniversitelerde fintek programlarının açılması, nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi gibi özellikle uzun vadede Türkiye’nin fintek yatırımları için cazibe merkezi haline gelmesini sağlayacak adımların önemi açık. Anılan adımların yanında pazarın gelişimi açısından tüketici algısından doğan engelleri kaldıracak çözümlere de başvurulmalıdır. Bu kapsamda, dijital ve finansal okuryazarlığın artırılması başta olmak üzere tüketici farkındalığını tesis eden bütün yaklaşımların pazardaki rekabete olumlu etki edeceği düşünülmekte. Ülkemiz fintek ekosisteminin gelişimi adına sektör oyuncularıyla kamu otoritelerinin sağlıklı diyalog mekanizmaları geliştirmesi önemli. Bu bakımdan, ilgili kamu otoriteleriyle ilgili sektör kuruluşları arasındaki görüş alışverişleri, kapsayıcı ve amaca uygun politikaların hızlıca benimsenmesini sağlayabilecek.”
Raporda, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından yürütülecek koordinasyon faaliyetlerinin de ülkede bütüncül fintek politikasının oluşmasına hizmet edeceği de bildirildi.