Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, 2022 yılı asgari ücret çalışmalarına dair bir açıklamada bulundu.
Yapılan açıklamada, “Birinci önceliğimiz her zaman olduğu gibi ülkemizin ve çalışma arkadaşlarımızın sürdürülebilir refahı. Bu noktada çalışanlarımızı enflasyon karşısında koruyacak bir asgari ücret belirlenmesinden yanayız. Ancak diğer yandan da unutmamalıyız ki, tüm dünyada artan emtia fiyatları, enerji ve taşıma maliyetlerinin yanı sıra çip krizi gibi küresel sorunlar ve yeni varyantlardan kaynaklı yüksek belirsizlik ortamı birçok sektörü olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bu ve benzeri nedenlerle üretici enflasyonunun yüzde 46’yı aştığı bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir ortamda işletmelerimizi ve üreticilerimizi ayakta tutacak ve üretimin devamlılığını sağlayacak bir asgari ücret seviyesinin belirlenmesi hayati önemdedir. Dönemin koşulları dikkate alınarak, çalışanı da üreteni de koruyacak dengeli bir asgari ücret belirlenmesi çağrısında bulunuyoruz” denildi.
Akkol tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:
– 2022 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere ilk toplantı bugün yapılacak. TİSK olarak, milyonlarca çalışma arkadaşımızın hayatını doğrudan ilgilendiren bu konuda, Ekim ayından beri tüm sosyal paydaşlarımızla yoğun şekilde görüşüyoruz. İşçi kesimini temsil eden Türk-İş başta olmak üzere işçi konfederasyonları ve sendikaları, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, işveren kuruluşları, Türkiye’nin dört bir yanındaki küçük-orta-büyük ölçekli işletmeler ve temsilcileri, akademisyenler ve ekonomistler ile istişarelerde bulunduk.
– Sosyal diyaloğa verdiğimiz önemle ve kapsayıcı bakış açımızla tüm kesimlerden sosyal paydaşlarımız ile bir araya geldik. Onların görüş, öneri ve beklentilerini aldık. Bununla birlikte, hem çalışan hem işveren bakışını anlamak için yaptığımız araştırma ve analizlerle kamuoyunun beklentilerini yakından takip ettik. Bu doğrultuda, sahadan aldığımız veri, görüş ve önerilerle, ayrıca uzman ekiplerimizin teknik analizleriyle çalışmalarımızı yürüttük.
– Metal, dayanıklı tüketim ürünleri, tekstil, cam, çimento, demir çelik, ilaç, kimya, deri, gıda, elektrik, elektronik, hızlı tüketim ürünleri, kağıt ve ağaç, maden, inşaat, makine, otomotiv, otomotiv yan sanayi, turizm, hazır giyim, perakende, petrol, enerji, sağlık, eğitim, kamu ağır sanayi ve hizmet, mahalli idareler ve yerel yönetimler de dahil olmak üzere tüm sektörlerden, hem çalışma arkadaşlarımızın hem işverenlerin beklenti ve görüşlerini çalışmamıza dahil ettik. Komisyonda da bu çalışmalarımızdan, görüşmelerimizden elde ettiğimiz analiz ve önerilerimizle yer alacağız.
– TİSK olarak, birinci önceliğimiz her zaman olduğu gibi ülkemizin ve çalışma arkadaşlarımızın sürdürülebilir refahı. Bu noktada, çalışanlarımızı enflasyon karşısında koruyacak bir asgari ücret belirlenmesinden yanayız. Ancak diğer yandan da unutmamalıyız ki tüm dünyada artan emtia fiyatları, enerji ve taşıma maliyetlerinin yanı sıra çip krizi gibi küresel sorunlar ve yeni varyantlardan kaynaklı yüksek belirsizlik ortamı birçok sektörü olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bu ve benzeri nedenlerle üretici enflasyonunun yüzde 46’yı aştığı bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir ortamda işletmelerimizi ve üreticilerimizi ayakta tutacak ve üretimin devamlılığını sağlayacak bir asgari ücret seviyesinin belirlenmesi hayati önemdedir. Dönemin koşulları dikkate alınarak, çalışanı da üreteni de koruyacak dengeli bir asgari ücret belirlenmesi çağrısında bulunuyoruz.
– Başta asgari ücret olmak üzere, tüm ücretler üzerindeki vergilerin kademeli olarak düşürülerek dengeleri sarsmadan çalışanların gelirlerinin artırılabileceğine inanıyoruz. Aynı zamanda, asgari ücret işveren teşvikinin bu yıl da devam etmesinin, hiç olmadığı kadar kritik olduğunun ve yeni istihdam yaratılmasında kayda değer bir fayda sağlayacağının altını da bir kez daha çizmek isteriz. 2022 asgari ücretin en kısa sürede netleşmesi konusunda kamuoyunun büyük beklentisinin farkındayız. Bu sebeple, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda görüşmeleri hızlandırarak süreci Aralık ayının başında tamamlamaya hazırız. Buradaki en büyük temennimiz, çalışma hayatının tüm paydaşları olarak üçlü mutabakata varılması ve uzun yıllar sonra ilk kez İşçi-İşveren-Kamu olarak birlikte imza atılmasıdır. ‘Birlikte Mümkün’ anlayışı ile bu zor dönemi yine işçi, işveren, hükümetimiz ve tüm sosyal paydaşlarımızla açık diyalog ve dayanışma yoluyla en iyi şekilde aşacağımıza inanıyoruz. Geleceğimize, çalışanlarımıza, işletmelerimize ve işimize katkı sağlayacak her türlü karara destek vermeye hazırız.